Ortaçlar & Ulaçlar

Ortaçlar & Ulaçlar

  • Adverbial Participles - Ulaçlar

    ADVERBIAL PARTICIPLES – ULAÇLAR

    İngilizce’de present, past ve perfect olmak üzere 3 ulaç kullanımı vardır.

    1. Present Participle: -ing eki alarak kullanılan ulaçlara present participle denir. Bu ulaçları birleşik cümlelerde kullanırız.

    Ne zaman kullanabiliriz?

    a) Eş zamanlı veya farklı zamanlı gerçekleşen olaylarda:

    * When they finished the project, they received a reward. – Projeyi bitirdiklerinde ödül aldılar.

    İki cümlede aynı zaman ve aynı özne ile kurulduğundan ilk cümlenin fiilini ulaç olarak kullanabiliriz.

    Finishing the project, they received a reward. - Projeyi bitirdiklerinde ödül aldılar.

    Aynı kullanım while ile bağladığımız cümleler için de geçerlidir.

    While the little girl crying, she kept insisting. – Küçük kız ağlarken ısrar etmeyi sürdürdü.

    Crying, the little girl kept insisting. - Küçük kız ağlarken ısrar etmeyi sürdürdü.

    *After he had completed the report, he went home. – Projeyi tamamladıktan sonra eve gitti.

    Completing the project, he went home. - Projeyi tamamladıktan sonra eve gitti.

    We had decided before we spoke. – Konuşmadan önce karar verdik.

    We had decided before speaking. - Konuşmadan önce karar verdik.

    b) İçin anlamına gelen bağlaçlarla veya bu anlamı hissettiğimiz iki cümleyi tek cümlede söylemek istediğimiz durumlarda:

    Since/as I felt tired, I went to bed earlier. – Yorgun olduğum için daha erken yattım.

    Feeling tired, I went to bed earlier. - Yorgun olduğum için daha erken yattım.

    I studied a lot. I got the highest mark in the class.- Çok çalıştım.Sınıftaki en yüksek notu aldım.

    Studying a lot, I got the highest mark in the class.- Çok çalışarak/çalışıp sınıftaki en yüksek notu aldım.

    To be continued..... :o)


  • Adjectival Participles - Ortaçlar

    ADJECTIVAL PARTICIPLES – ORTAÇLAR (SIFAT-FİİLLER)

    İngilizce’de present, past ve perfect olmak üzere 3 ortaç kullanımı vardır.

    1. Present Participle: -ing eki alarak kullanılan ortaçlara present participle denir.

    Ne zaman kullanabiliriz?

    a) Şimdiki zaman sıfat cümleciği ile açıklanan cümlelerde:

    The student who is standing there has failed. – Orada duran öğrenci kaldı.

    Öğrenciyi açıklamak için kullandığımız sıfat cümleciğinin (who is standing there-orada ayakta duran) yerine stand fiilinin ortaç halini kullanmamız mümkündür.

    The student standing there has failed. - Orada duran öğrenci kaldı.

    Aynı şekilde geniş zaman ile veya geçmişte süreklilik zamanları ile yapılan açıklamalarda da sıfat cümleciği yerine ortaç kullanılabilir.

    b) Geniş zaman sıfat cümleciği ile açıklanan cümlelerde:

    The old lady who lives in this building is her grandmother. – Bu binada yaşayan yaşlı kadın onun büyükannesi.

    The old lady living in this building is her grandmother. - Bu binada yaşayan yaşlı kadın onun büyükannesi.

    b) Geçmişte süreklilik bildiren zaman sıfat cümleciği ile açıklanan cümlelerde:

    The dancers who were trying to go on were so much tired. – Devam etmeye çalışan dansçılar çok yorgunlardı.

    The dancers trying to go on were so much tired. - Devam etmeye çalışan dansçılar çok yorgunlardı.

    Edilgen yapılarla açıklanan sıfat cümleciklerinde being + fiilin 3. hali kullanılır.

    The room which is being cleaned now is very dirty. – Şuanda temizlenen oda çok kirli.

    The room being cleaned now is very dirty. – Şuanda temizlenen oda çok kirli.

    2. Past Participle: edilgen yapı ile açıklanan sıfat cümleciklerini kısaltırken ise past participle kullanırız. Past participle sadece fiillerin üçüncü halinin kullanılmasıdır.

    Your presentation which has been criticised a lot is really valuable. – Çok eleştirilen sunumun gerçekten değerli.

    Your presentation criticised a lot is really valuable. – Çok eleştirilen sunumun gerçekten değerli.

    The budget which had been discussed in our previous meeting was still on the agenda yesterday. – Bir önceki toplantıda tartışılan bütçe dün hala gündemdeydi.

    The budget discussed in our previous meeting was still on the agenda yesterday. – Bir önceki toplantıda tartışılan bütçe dün hala gündemdeydi.

    3. Perfect Participle: having ile birlikte fiillerin üçüncü alarak kullanılan ortaçlara perfect participle denir.

    Anyone who has seen this soap opera will never watch it again. – Bu diziyi izlemiş olan herhangi birisi bir daha asla izlemeyecektir.

    Anyone having seen this soap opera will never watch it again. - Bu diziyi izlemiş olan herhangi birisi bir daha asla izlemeyecektir

Devamını Oku

Devrik Cümleler –Inversions

Devrik Cümleler –Inversions

Devrik yapılar yapılan eylemin, yani fiilin öznenin önüne alınmasıyla oluşturulurlar. İngilizce’de cümle başına “behind, in the middle of, beside” gibi ilgeçler, never, nowhere, hardly, neither gibi olumsuzluk ifade eden zarflar ya da if, so....that, such.... that, just as, so gibi zarf cümlecikleri gelirse ardından devrik yapı kullanılır. Devrik cümlelerde soru cümlelerine benzer bir yapı vardır.

The best singer is standing behind the microphone.

--En iyi şarkıcı mşkrofonun ardında duruyor.

Behind the microphone is standing the best singer.

--Mikrofonun ardında en iyi şarkıcı duruyor.

She was neither beautiful nor tallented.

Neither was she beautiful nor was she tallented.-- Ne güzeldi ne de yetenekli.

Nerelerde kullanırız?

Devrik cümleleri,

1) Konum bildiren ilgeçlerle kullanırız:

A beautiful lady was singing under the tree.

Under the tree was singing a beautiful lady

-- Ağacın altında sarkı söylüyordu güzel bir kadın.

In front of the window is sitting a wild cat.

--Pencerenin önünde oturuyor vahşi bir kedi.

Here comes the taxi.

--İşte geliyor taksi.

2) Olumsuz zarflarla birlikte kullanırız:

The rain had hardly/scarcely started when she came.

Hardly / scarcely had the rain started when she came

--Neredeyse henüz başlamıştı yağmur o geldiğinde.

Never have I asked such a question.

--Hiç bir zaman sormadım öyle bir soru.

She went and also she took the child with her.

Not only did she go but also she took the child with her.

--Sadece o gitmedi üstelik çocuğu da götürdü.

You aren’t allowed to smoke here.

On no account are you allowed to smoke here.

--Hiç bir koşulda burda sigara içmenize izin verilmez.

3) Koşul cümlecikleriyle kullanırız:

*Present Tense için “if” yerine devrik cümlede “should” kullanılır.

If you change your mind, please let us know.

Should you change your mind, please let us know.

--Değiştirirseniz fikrinizi, lütfen bize haber verin.

*Past Tense için if yerine “were” ve “were to” kullanılılır.

If she revealed my secret, my boss would fire me.

Were she to reveal my secret, my boss would fire me.

--Eğer o benim sırrımı açıklasaydı, patronum beni kovardı.

If they were in the theatre, they would see us.

Were they in theatre, they would see us.

-- Tiyatroda olsalardı eğer, bizi görürlerdi.

*Past perfect de ise yardımcı fiil “had” cümlenin başına alınır ve “if”in anlamını üstlenir.

If we had known the truth., everything would have been different.

Had we known the truth, everytig would have been different

-- Gerçeği biliyor olsaydık, herşey çok farklı olurdu.

If you had come early, you would have met your cousin.

Had you come early, you would have met your cousin.

--Erken gelmiş olsaydın, kuzeninle karşılaşacaktın.

4) Devrik cümleleri sonuç bildiren zarf cümlecikleri ile de kullanırız.:

I felt so sad that nothing could cheer me.

So sad did I feel that nothing could cheer me.

--O kadar üzgündüm ki hiçbir şey beni neşelendiremedi.

He has bought her such a beautiful dress that everybody admires.

Such a beautiful dress has he bought for her that everybody admires.

-- O kadar güzel bir elbise almış ki herkes hayran oluyor.
Devamını Oku

Zarf Cümlecikleri - Adverbial Clauses

Zarf Cümlecikleri - Adverbial Clauses

Ana cümleyi niteleyen ve zarf görevi taşıyan yan cümleciklere İngilizce’de “adverbial clauses” denir. Zarf cümlecikleri kullanıldıkları yere ve üstlendikleri göreve göre farklı zarflarla ve farklı yapılarda kurulurlar.

Zaman Belirten Zarf Cümlecikleri

Zaman belirten zarf cümlecikleri oluşturulurken “when, while, as, whenever, after, before, since, until, as, by the time, as long as, scarcely / hardly when, as soon as ve no sooner” gibi zaman zarfları kullanılır

Zarf cümlecikleri cümlenin başına ya da sonuna gelebilir. Yan cümlecik başa yerleştirildiğinde ana cümleden virgülle ayrılmalıdır.

While she was washing the dishes, the children played games.

--O bulaşıkları yıkarken çocuklar oyun oynadılar.

I will go to Europe as soon as I save enough money.

--Yeterli para biriktirir biriktirmez Avrupa’ya gideceğim.

By the time she arrived there, she had been on road for 8 hours.

--Oraya vardığında 8 saattir yoldaydı.

You can go out after you finish your homework.

--Ödevini bitirince dışarı çıkabilirsin.

Scarcely had we started watching the movie when they came.

--Onlar geldiğinde filmi izlemeye henüz başlamıştık.

Since she left her husband, she has been too happy.

--Kocasından ayrıldığından beri çok mutlu.

As, you go please ttake the box too.

--Giderken kutuyu da al lütfen.

Yer Belirten Zarf Cümlecikleri

Yer belirten zarf cümlecikleri “where, wherever, as near as, as far as” gibi yer ifadeleri kullanılarak kurulur.

He cannot go wherever he wants.

--O istediği her yere gidemez.

I will escape as far as I can.

--Kaçabildiğim kadar uzağa kaçacağım.

They didn’t find him where they expected.

Onu umdukları yerde bulamadılar.

You should stand as near as you can.

--Olabildiğiniz kadar yakında durmalısınız

My parents find me wherever I am.

--Nerede olursam olayım annebabam beni bulur.

Tavır, Davranış, Tarz Belirten Zarf Cümlecikleri

İngilizce’de bu gruptaki zarf tümlecikleri manner başlığı altında incelenir ve eylemin ya da eylemi yapan kişinin tavrını ya da tarzını belirtir ve “as, in that, how, as if , as though” ile birlikte ifade edilir.

You look as if you are crazy.

--Çıldırmış gibi bakıyorsun.

He should behave as how he feels.

--Nasıl hissediyorsa öyle davranmalı.

I’m hungry as if I haven’t eaten anything for days.

--Günlerdir hiçbir şey yememiş gibi açım.

They behave well towards Ayça as though they love her very much.

--Ayça’ya onu çok seviyorlarmış gibi iyi davrandılar.

Deniz tried to sing the song as her best singer did.

Deniz şarkıyı en sevdiği şarkıcının söylediği gibi söylemeyi denedi.

Sonuç / Etki Anlatan Zarf Cümlecikleri

İki cümle arasında etki ya da sonuç bakımından bir ilişki var ise “so........ that, such........ that, so” kullanılarak iki cümle birbirine bağlanır.

I worked so hard that I couldn’t rest all night.

--O kadar çok çalıştım ki tüm gece uyumadım.

Leyla gives such good examples that you understand the subject.

--Leyla o kadar güzel örnekler verir ki konuyu hemen anlarsın.

He wants to go holiday, so he rsigned

--Tatile gitmek istiyor bu yüzden işten ayrıldı.

Amaç ve Sakınma Anlatan Zarf Cümlecikleri

İki cümle birbirine amaç ve sakınma ilişkisi var ise “in order that, so that, lest, for fear that, in case” kullanılarak birbirine bağlanılır.

He reminded me for fear that I would forget the file.

--Dosyayı unuturum korkusuyla bana hatırlattı.

You should wear your coat in case it is cold.

--Soguk olma ihtimaline karşılık ceketini giymelisin.

I will buy some food so that I can cook for the guests.

--Yiyecek alacağım ki misafirlerime yemek pişirebiliyim.

They calls us in order that they hear the news.

--Haberleri ögrenebilmek için bizi ararlar.

Neden Anlatan Zarf Cümlecikleri

Yan cümlecik ana cümleyi neden bakımından niteliyorsa yan cümlecik ana cümleye “because, since, as, for seeing that, now that, due to, due to the fact that, owing to the fact that, on account of, because (of)” bağlanır.

Because she was young, she was inexperienced.

--Çok genç olduğu için deneymsizdi.

Günce doesn’t go to that hospital since it is so far.

--Uzak olduğu için Günce o hastahaneye gitmiyor.

He must sleep, for it is too late.

--Çok geç olduğu için uyuması gerekiyor.

Due to the fact that they will marry, their families should get on well, too.

--Evlenecekleri için aileleri de iyi anlaşmalı.

Devamını Oku

Ettirgen Cümleler - Causative

ETTİRGEN CÜMLELER - CAUSATIVES

Ettirgen cümleler herhangi bir işin bir başkası tarafından yapıldığını veya yapılacağını ifade ettiğimiz cümlelerdir. Bu cümlelerde işi yaptıracağımız kişiyi söyleyebiliriz de söylemeyebiliriz de. Örneğin “Evi Ayşe’ye temizlettim.” cümlesinde temizletme işini yaptırdığımız kişi de vardır. Oysa “Evi temizlettim.” cümlesinde işi yapan kişiden bahsetmiyoruz.

İngilizce’ de 4 temel fiille ettirgen cümleleri yapabiliriz. Bu fiiller: “have, make, get ve let”’ tir.

I- Yaptıracağımız kişiyi belirtiyorsak have, make, get ve let’ ten sonra yaptıracağımız kişiyi(özneyi) ve fiili getiriyoruz.

Ayşe’ ye evi temizlet. - Have Ayşe clean the house.

Arabanı Ahmet’e tamir ettir. – Make Ahmet fix your car.

Raporu sekretere yazdır. – Get the secretary to write the report. ( sadece get kullanırken özneden sonra “to” kullanmalısınız.)

II-Yaptıracağımız kişiyi belirtmiyorsak bu fiillerden sonra nesneyi ve fiilin 3. halini getiriyoruz.

Saçlarını kestir. – Have your hair cut.

Evini boyat. – Get your house painted.

Sonuçları incelettir. – Make the results examined.

“Let” anlam olarak diğer üçünden farklı bir konuma sahiptir. Bırak, izin ver anlamında kullanılır. Fiil her zaman birinci halinde kullanılır.

Bırak yaşlı adama yardım edeyim. -Let me help the old man.

İzin ver haberler onlara ulaşsın. – Let the news reach them.

Have: sorumluluk verme ve ikna etme durumlarında kullanılır.Para vererek veya bir organizasyon içerisinde de diyebiliriz.

Tamirciye frenleri kontrol ettir. – Have the mechanic control the brakes.

Get: inandırma veya kandırma durumlarında kullanılır.

Kardeşinin ilacı almasını sağla. - Get your brother to take the medicine.

Make: zorlama, baskı, ısrar durumlarında kullanılır.

I made Ali study yesterday.

  • make fiili duygusal olaylarda da kullanılır.

Beni mutlu ediyorsun. – You make me happy.

Let: izin verme durumlarında kullanılır.

İzin ver gideyim. “Let me go.”
Devamını Oku

İSİM CÜMLECİKLERİ – NOUN CLAUSES

İSİM CÜMLECİKLERİ – NOUN CLAUSES

Cümle içerisinde özne veya nesneyi bir cümlecikle açıkladığımız cümleciklerdir. 2 farklı kullanımları vardır.

-Nesne Olarak Kullanımları-

  1. THAT: genelikle -ğını,-ğini ile bağladığımız cümleciklerde kullanırız.

You know that she is tired. – Yorgun olduğunu biliyorsun.

Bu örnekte gördüğünüz üzere neyi biliyorsun diye sorduğumuzda aldığımız cevap olan nesnemiz bir kelime değil bir cümleciktir. İşte bu cümleciklere isim cümleciği denir. That kullanımı tercihe bağlıdır, dilerseniz kullanmayabilirsiniz.

I can understand that you won’t be always with me. – Her zaman benimle beraber olmayacağını anlıyorum.

Will you confess that you are guilty? – Suçlu olduğunu itiraf edecek misin?

I think that you should support you brother. – Bence kardeşini desteklemen gerekir.

  1. IF / WHETHER: genellikle -ıp ıpmadığını, -ip –ipmediğini ile bağladığımız cümleciklerde kullanırız.

Everybody asked if you could help. – Herkes senin yardım edip edemeyeceğini sordu.

They are asking if Murat is available. - Murat’ ın müsait olup olmadığını soruyorlar.

We must ask if they are ready. - Hazır olup olmadıklarını sormalıyız.

Whether kullandığımız zaman cümlenin sonunda “or not” kullanırız.

Will you tell us whether you can join the meeting or not? - Toplantıya katılıp katılamayacağını bize söyler misin?

He wants to learn whether there is a party today or not. – Bugün parti olup olmadığını öğrenmek istiyor.

  1. SORU KELİMELERİ: eğer cümleciği soru kelimeleri ile açıklamak istersek o zaman that, if ve whether yerine soru kelimesi kullanırız. Burada dikkat etmeniz gereken cümleciğin soru cümlesi şeklinde yapılmaması gerekliliğidir.

I don’t know what they want to say. – Ne söylemek istediklerini biliyorum.

May I ask when the celebratin is? – Kutlamanın ne zaman olduğunu sorabilir miyim?

I will show you where the shopping mall is. - Alışveriş merkezinin nerede olduğunu sana göstereceğim.

They haven’t decided which teacher is better. – Hangi öğretmenin daha iyi olduğuna karar vermediler.

Can you explain who are in the project? – Projede kimlerin olduğunu açıklar mısın?

You must ask whose friend is lost. - Kimin arkadaşının kayıp olduğunu sormalısın.

You have no idea why I am angry. – Neden sinirli olduğum hakkında hiç bir fikrin yok.
Devamını Oku

Sıfat Cümlecikleri - Relative Clause

SIFAT CÜMLECİKLERİ

Sıfat cümlecikleri isimleri açıklamak için kullandığımız cümlelerdir. Bu cümlecikleri who, which, that, whom, whose, where, when ve why zamirleriyle birlikte kullanabildiğimiz gibi bazen de hiçbir zamir kullanmaksızın oluşturabiliriz.

Öncelikle Türkçe’ de isimden once kullanılan sıfat cümleciklerinin İngilizce’ de isimde sonra kullanıldığını bilmelisiniz.

Örneğin “konuşan kız” İngilizce’ de “the girl who is speaking” olarak ifade olur.

İnsanları açıklarken who, whom veya whose kullanılır.

WHO

Kitap okuyan çocukların hayal dünyaları daha zengin olur.

Bu cümlede çocukların hangi çocuklar olduğunu belirtmek için sıfat cümleciği kullanılmış . İşte bu sıfat cümleciğini İngilizce’ de who zamiri yardımıyla kurarız.

The children who read a book have richer imagination world.

My mother, who is an English Language teacher, has written GulumseSmile. – İngilizce öğretmeni olan annem GulumseSmile kitabını yazdı.

The man who is waiting over there is asking the results. – Şurada bekleyen adam sonuçları soruyor.

WHOM

Eğer bir insanı açıklarken başka bir özne kullanıyorsak sıfat cümleciğini whom ile kurarız.

The student whom the teacher is shouting is very naughty. – Öğretmenin bağırdığı öğrenci çok yaramaz.

Burada öğrenciyi açıklarken başka bir özne olan öğretmeni kullandık.

Do you know the boy whom Deniz is talking? – Deniz’ in konuştuğu çocuğu tanıyor musun?

Is there anyone whom I can consult? Danışabileceğim birisi var mı?

Başka özne ile kurduğumuz sıfat cümleciklerinde whom zamirini kullanmayabiliriz.

My friend you met in my house lives in Bursa. – Evimde tanıştığın arkadaşım Bursa’ da yaşıyor.

A barometer is an instrument which can measure atmospheric pressure. – Barometre atmosfer basıncını ölçebilen bir araçtır.

WHOSE

Eğer sıfat cümleciğini bir iyelik zamiyle oluşturacaksak “whose” kullanılır.

“ Whose” nesneler için de kullanılabilir.

The girl is looking for you. Her bag is purple. (Kız seni arıyor. Onun çantası mor.)

The girl whose bag is purple is looking for you. (Çantası mor renkli olan kız seni arıyor)

I met a man. His wife works in the hospital.

I met a man whose wife works in a hospital. (Eşi hastahanede çalışan bir adamla tanıştım.)

I find a wallet whose colour is grey. (Rengi gri olan bir cüzdan buldum.)

THAT

İnsanlardan bahsederken “that” kullanılrak da sıfat cümlecikleri kurularabilir. “That”in kullanım olarak “who”dan tek farkı “who”nun sadece insanlar için, “that”in ise canlı ve cansız varlıklar için kullanılabilmesidir.

I saw a woman that wears a red summer dress in the midst of the winter.

(Kışın ortasında kırmızı yazlık bir elbise giymiş bir kadın gördüm.)

She helped an old man. He is 87 years old.

The old man who(m)/that she helped is 87 years old.

(Yardım ettiği yaşlı adam 87 yaşında.)

Cansız varlıkları ve hayvanları açıklarken “which” ve “that” kullanılır. İyelik zamiriyle oluşturulacak cümlelerde ise “whose” ve “of which” kullanılır.

WHICH / THAT

This is the movie which/that I like most. (Bu en sevdiğim film.)

The story which you’ve written is brillant. (Yazdığın öykü muhteşem.)

The monkey that we saw in the zoo fled from the zoo. (Hayvanat bahçesinde gördüğümüz maymun kaçmış.)

WHOSE / OF WHICH

Cansız varlıkların ya da hayvanların sahip oldukları şeylerden bahsederken bilindik iyelik zamiri yerine of which ya da daha nadiren whose kullanırız.

The cat whose tail is cut seems a bit crazy. (Kuyruğu kesilen kedi biraz çılgın görünüyor.)

Birds of which sounds are beautiful are very valuable. (Sesleri güzel olan kuşlar çok değerli)

The luggage of which weight is over 25 kilos will not be accepted. (Ağırlığı 25 kilodan fazla olan bagaj kabul edilmeyecek.)

Zaman, yer ve neden bildiren sıfat cümleciklerinde ise zaman için “when”, yer için “where”, ve neden cümlecikleri için “why” kullanırız.

WHEN

Zaman bildiren isim öbeklerinin tanımlanmasında “when” ya da duruma göre “in which”, “at which” ya da “on which” kullanılır.

Yesterday was the day when/on which we met first time. (Dün buluştuğumuz ilk gündü.)

She said that she didn’t forget the year when/in which the earthquake caused great damage.

(Deprem büyük yıkıma sebep olduğu yılı unutmadığını söyledi)

Ali went to the cinema last night when/at which the letter came.(Mektubun geldiği gece Ali sinemaya gitmişti.)

WHERE

Yer bildiren isim öbeklerinin sıfat cümlecikleri “where” ” ya da duruma göre “in which”, “at which” ya da “on which” kullanılarak oluşturulur.

A cinema is a place where/at which you can see films. (Sinema film izleyebileceğiniz bir mekandır.)

The city where/in which you stayed last summer is the very interesting choice.(Geçen yaz kaldığın şehir çok ilginç bir tercihti.)

The picture is on the wall where/on which there is a huge mark. (Resim üzerinde kocaman bir iz olan duvarda asılı.)

WHY

Neden bildiren yan cümleciklerde “why”, “the reason why” kalıbıyla ya da “the reason for which” kalıbıyla birlikte kulanılır.

He knows the reason why she doesn’t want to marry. (Onun neden evlenmek istemediğini biliyor.)

I cannot find the reason why/the reason for which teachers don’t give high marks to the students. (Ögretmenlerin neden ögrencilere yüksek notlar vermediğini bulamıyorum.)

You should tell the reason why you cannot help us. (Bize neden yardım edemediğini anlatmak zorundasın.)
Devamını Oku

Aktarma Cümleleri - Reported Speech

  • Aktarma Cümleleri - Reported Speech

    Reported speech

    Kendi görüşümüzü desteklemek için çoğu zaman bir konuda kendi fikirlerimizle birlikte başkalarının görüşlerini de anlatırız. Ya da daha basitçe sadece bir başkasının söylediğini aktarırız. Buna reported (bildirmek, anlatmak, söylemek) ya da indirect (doğrudan olmayan) speech, yani aktarılmış konuşma diyoruz.

    Duyduklarımızı nadiren aynı kelimeleri kullanarak anlatırız, genelde olayı özetler, asıl fikri veririz.

    Genellikle zamanı değiştiririz.

    Eğer aktarılan eylem geçmişte yapılmışsa, cümle geçmiş zaman olur. Bu kalıp genellikle aktarılan cümlede kullanılan zamandan bir önceki geçmiş zaman kullanılarak ifade edilir.

    · He said it was rainig. ( Yağmur yağdığını söyledi.)

    · Duygu said she went school everyday. (Duygu her gün okula gittiğini söyledi.)

    · Özge said she liked cats. ( Özge kedileri sevdiğini söyledi.)

    Eğer aktarılan eylem geniş zaman, yakın geçmiş zaman ya da gelecek zamanla ifade ediliyorsa aktarılan cümleden kullanılan zaman aynı kalır, değişmez.

    · He says it is raining. (Yağmur yağdığını söylüyor.)

    · Duygu has said she goes school every day. (Her gün okula gittiğini söylemişti.

    · Özge will say that she likes cats. ( Kedileri sevdiğini söyleyecek.)

    Eğer aktarılan eylem genelgeçer bir olayı anlatıyorsa, aktarılan cümle geniş zamanla ifade edilir.

    · Scientists say that global warming is dangerous. (Bilimadamları küresel ısınmanın tehlikeli olduğunu söylüyor.)

    Zaman zarfları ve zamirlerin değiştirilmesi

    Konuşma aktarılırken, zamirin cümlede geçen nesne ile uyumlu hale gelebilmesi için zamiri de değiştirmek gerekir.

    · Esra saidI want to earn my own money.” (Esra : “Kendi paramı kazanmak istiyorum.” dedi. ) è Esra said she wanted to earn her own money.(Esra kendi parasını kazanmak istediğini söyledi.)

    · Ali said: “My wife went with me to the show.” ( Ali: “Eşim şova benimle gitti.”) è Ali said his wife had gone with him to the show. ( Ali eşinin şova onunla gittiğini söyledi.

    Konuşulan anı; geniş zaman, geçmiş zaman veya gelecek zamanla uyumlu hale getirmek için zaman zarflarını da değiştirmek gerekir.

    · Esra said: “I went to school yesterday.”(Esra: “Dün okula gittim.” dedi. è Esra said that she had gone to school the previous day. (Esra dün okula gittiğini söyledi.)

    · Ali said: “My wife went with me to the show yesterday.” è Ali said his wife had gone with him to the show the previous day.


  • Aktarım Cümleleri - Reported Speech

    Bir kişinin doğrudan söylediği sözleri başkalarına aktarırken aktarım cümlelerini kullanırız. İngilizce’de doğrudan anlatımla söylenen ifadeler farklı zamanlar kullanılarak başkalarına aktarılabilirler. Aktarım cümleleri “say, tell, ask” filleri ile kurulur.

    “I’m going to school.” (Okula gidiyorum.)

    She says that she is going to home. (O okula gideceğini söylüyor)

    She said that she was going to school. (O okula gideceğini söyledi.)

    Aktarım cümleleri yapılırken doğrudan söylenen ifadelerdeki kişi zamirleri ve zamanlar değişime uğrayabilir.

    1. “My mother lives in İzmir”. - present simple

    (Annem İzmir’de yaşıyor)

    She said that her mother lived in İzmir. – simple past

    (Annesinin İzmir’de yaşadığını söyledi)

    2.“I’m going to the cinema”. - present continuous

    (Sinemaya gidiyorum.)

    He said that he was going to the cinema. – past continuous

    (Sinemaya gidiyor olduğunu söyledi)

    3.“I went there twice”.– simple past

    (Oraya iki kez gittim.)

    David said that he had been there twice. - past perfect

    (David oraya iki kez gittiğini söyledi.)

    4.“I’ve just seen her”. –present perfect

    (Onu az önce gördüm)

    She told me that she had just seen her. –past perfect

    (Onu az önce gördüğünü söyledi)

    5.“Will you be there tomorrow ?”–future

    (Yarın orada mı olacaksınız?)

    The child asked that if we would be there the day after. –conditional

    (Çocuk yarın orda mı olacağımızı sordu.)

    Ancak ana fiil olan “ask, tell ve say” geniş zamanda kullanılırsa aktarılan ifadenin zamanı değişmez.

    “I’m working now.” – present continuous

    She says she is working now. – present

    Ayrıca aktarım yapılırken ifadeyi tırnak içinde yazacaksak doğrudan söylenen ifadede hiçbir değişiklik yapılmaz.

    “My car is new.” (Benim arabam yeni.)

    Aylin said: My car is new. (Aylin, “Benim arabam yeni” dedi.)

    Aktarım Cümlelerinde Zaman Değişimleri:

    Present simple

    “I like going out at nights.” (Geceleri dışarı çıkmayı severim.)

    Past Simple / Present Simple

    I said that I like/liked going out at nights. (Geceleri dışarı çıkmayı sevdiğimi söyledim.)

    Present continuous

    “Ayşe is doing her homework.” (Ödevini yapıyor.)

    Past continuous

    Her mother told me that she was doing her homework.. (Annesi bana Ayşe’nin ödev yaptığını söyledi)

    Present perfect

    “They has just gone.” (Az önce gittiler)

    Past perfect

    Somebody told me that they had just gone. (Biri bana az önce gittiklerini söyledi)

    Past simple

    “We arrived here 3 hours ago.” (3 saat önce buraya vardık)

    Past perfect

    They said that they had arived there 3 hours before. (Oraya 3 saat önce vardıklarını söylediler.)

    Future

    “I will be there in an hour.” (1 saat içinde orda olurum.)

    Condtional

    She told us that she would be here in an hour. (Bize 1 saat içinde burada olacağını söyledi.)

    Present perfect continuous

    I’ve been writing since morning.” (Sabahtan bu yana yazı yazıyorum.)

    Past perfect continuous

    Ali said that he had been writing since morning. (Ali sabahtan beri yazı yazdığını söyledi)

    Eğer asıl fiil zaten geçmiş zaman belirtiyorsa, aktarım cümlesinde aynı kalabilir ya da past perfect tense’e dönüştürülebilir.

    “She was late.”

    The boss said that she was / had been late.

    Eğer asıl fiil zaten past perfect tense’te kullanılmış ise aktarım cümlesinde değişmez aynı kalır.

    “He had already called you.” (Seni zaten aramıştı)

    I said that he had already called you. (Seni zaten aramıştı dedim)

    Eğer direkt söylenen cümle genelgeçer bir doğruyu ya da kuralı anlatıyorsa aktarım cümlesinde zaman değişikliği olmaz

    “The earth is a planet.” (Dünya bir gezegendir.)

    The teacher told us that the earth is a planet. (Ögretmen bize dünyanın bir gezegen olduğunu anlattı.)


  • Emir / Öneri Aktarım Cümleleri – Reported Commands / Suggestions


    İngilizce’de emir ve ricalar to-infinitive / not to-infinitive ya da verb+ing formuyla aktarılır. Emir cümlelerinin aktarımında “said, tell, order” gibi fiiler kullanılır. Öneri cümlelerinin aktarımında ise “suggest, offer, ask” gibi fiiller kullanılır.

    “Clean the kitchen, please.” (Mutfağı temizle lütfen.)

    The woman ordered the maid to clean the kitchen. (Kadın hizmetçiye mutfağı temizlemesini emretti)

    “Come with me.” (Benimle gel.)

    She told me to go with her. (Bana onunla gitmemi söyledi)

    She told me going with her.

    “Let’s go dance” (Hadi dansa gidelim)

    He suggested to go dance.

    He suggested going dance.

    “Don’t look at me like this.” (Bana böyle bakma.)

    Can told me not to look him like that. (Can ona öyle bakmamamı söyledi)

    “Leave the girl alone.” (Kızı yalnız bırak)

    The woman ordered the strange man to leave the girl alone. (Kadın, tuhaf adama kızı yalnız bırakmasını emretti)

    “You had better take a pain-killer.” (Bir ağrı kesici alsan iyi olur)

    She suggested me to take a pain-killer. (Bir ağrı kesici almamı önerdi)


  • Soru Aktarım Cümleleri –Reported Questions:

    İngilizce’de soru cümleleri aktarılırken “ask” fiili ve wh- ile başlayan soru kelimeleri kullanılır. Yardımcı fiillerle sorulan evet/hayır soruları ise ask” fiili ve if/whether yapısıyla aktarılır.

    Where are you going?” (Nereye gidiyorsun?)

    My father asked me where I was going. (Babam nereye gittiğimi sordu)

    What is his name?” (Onun adı nedir?)

    Aylin asked what his name is. (Aylin onun adının ne olduğunu sordu.)

    “Did you go to the concert last night?” (dün gece konsere gittiniz mi?)

    they asked if / whether we had gone to the concert previous night. (Dün gece dansa gidip gitmediğimizi sordular.)

    “ Were you at school yesterday?” (Dün okulda mıydın?)

    I asked you whether you were at school in the previous day. (Sana dün okulda mıydın diye sordum.)


  • Aktarım Cümlelerinde Zaman Zarfları - Time Adverbs in Reported Speech

    Aktarım Cümlelerinde Zaman Zarfları

    Doğrudan ifade edilen cümlelerde kullanılan zaman zarfları dolaylı anlatımdaki aktarım cümlelerinde değişikliğe uğrar.

    Direct speech Reported Speech

    Today that day

    Tonight that night

    Now then

    Tomorrow the day after

    Yesterday the day before

    Last night the previous night

    Last week/year/month the previous week/year/month

    Two days /weeks/years ago two days/weeks/years before

    a)“I called you 3 hours ago.” (Seni 3 saat önce aradım)

    Rüya said she had called me 3 hours before.( Beni 3 saat önce aradığını söyledi)

    b)“Çağlar’s girlfriend was there last summer”. ( Çağlar’ın kız arkadaşı geçen yaz ordaydı.)

    My mother told me that Çağlar’s girlfriend had been there the previous summer.

    (Annem Çağlar’ın kız arkadaşınn geçen yaz orda olduğunu söyledi.)

Devamını Oku

Edilgen Cümleler - Passive Voice

EDİLGEN CÜMLELER - PASSIVE VOICE

Edilgen cümleler nesnenin cümle başında kullanılıp öznenin isteniyorsa cümle sonuna by ile eklendiği cümlelerdir. Türkçede fiile l,n seslerini getirerek oluşturduğumuz edilgen yapıları ingilizcede uygun olan to be yapısı ve fiilin 3. halini kullanarak yaparız.

Türkiye’ de çay içilir. – Tea is drunk in Turkiye.

Doğanın korunması gerekir. – The environment should be protected.

Geçişsiz fiiller ki bunlar nesne almayan fiillerdir, edilgen yapılamazlar. Bu fiiller fiile neyi, kimi sorularını soramadığımız fiillerdir. ( happen,sleep,come,go,die, seem ...)

Geçen hafta vefat etti. : Kimi vefat etti sorusunu soramayız, dolayısıyla ölmek:die(pass away) fiilini İngilizcede edilgen yapıda kullanamayız.

Ne zaman edilgen yapıyı kullanırız?

1. Eylemi yapan bilinmiyorsa, önemsizse veya çok belirginse

Cotton Cotton is grown in Çukurova. – Pamuk Çukurova’ da yetiştirilir.

2. Yapılan işlerin daha önemli olduğu durumlarda

Breakfast is served at 10 a.m. – Kahvaltı sabah 10’ da servis edilir.

3. Anlatıma resmi ifade katmak veya eylemi kişisel olmaktan kurtarmak için

The report was sent to the head office yesterday. – Rapor genel müdürlüğe dün gönderildi.

4. Özneyi vurgulamak istediğimizde

The Pyramids were built by the Ancient Egyptians. – Piramitler Eski Mısırlılar tarafından inşa edildi.

Edilgen yapıda nasıl cümle kurarız?

Cümlenin nesnesi özne konumuna gelir, to be’ nin zaman göre uygun olanı kullanılır ve sonra fiilimiz 3. haliyle getirilir. Cümlenin gerçek öznesi istendiği takdirde cümle sonuna by ile birlikte eklenebilir. Şimdi değişik cümlelerde edilgen yapının nasıl oluşturulduğuna bir göz atalım.

Geniş Zaman – Simple Present Tense: Geniş zamanın edilgen yapısında nesneden sonra am-is-are ve Fiil3 getirilir.

Oil is found all over the world. – Petrol dünyanın her yerinde bulunur.

Şimdiki Zaman – Present Continuous Tense: Şimdiki zamanın edilgen yapısında nesneden sonra am-is-are+being ve Fiil3 getirilir.

The problem is being searched now. – Problem şimdi araştırılıyor.

Geçmiş Zaman I – Simple Past Tense: Geçmiş zamanın edilgen yapısında nesneden sonra was-were ve Fiil3 getirilir.

Dinner was served at 8 o’clock. – Akşam yemeği servisi saat 8’ de yapıldı.

Geçmiş Zaman II– Present Perfect Tense: Geçmiş zamanın edilgen yapısında nesneden sonra have-has been ve Fiil3 getirilir.

The room has been cleaned. – Oda temizlendi.

Geçmiş Zaman III– Past Perfect Tense: Geçmiş zamanın edilgen yapısında nesneden sonra had been ve Fiil3 getirilir.

The papers had been evaluated before you came. – Kağıtlar sen gelmeden önce değerlendirildi.

Geçmiş Zaman IIII– Past Continuous Tense: Geçmiş zamanın edilgen yapısında nesneden sonra was-were+being ve Fiil3 getirilir.

That camera was being used. – O fotoğraf makinesi kullanılıyordu.

Gelecek Zaman – Future Tense: Gelecek zamanın edilgen yapısında nesneden sonra am-is-are goint to veya will +be ve Fiil3 getirilir.

Arrangements will be/are going to be made tomorrow. – Düzenlemeler yarın yapılacak.

Yardımcı Fiiller - Modal Verbs: Yardımcı fiillerin edilgen yapısında nesneden sonra yardımcı fiil+ be ve Fiil 3 getirilir.

This can be explained. – Bu açıklanabilir.

Yardımcı Fiillerin Geçmişleri – Perfect Modal Auxiliaries: Yardımcı fiillerin geçmişlerinin edilgen yapısında nesneden sonra yardımcı fiil+ have been ve Fiil 3 getirilir.

This reward should have been given to him. – Bu ödülün ona verilmiş olması gerekirdi.
Devamını Oku

Soru Kelimeleri

  • Soru Zamirleri - Interrogative Pronouns

    Zamirler ismin yerini tutan sözcüklerdir. Soru zamirleri, ismin yeri tutan soru kelimeleridir.

    İngilizce’de beş tane soru zamiri vardır: what, which, who, whom ve whose.

    · -What did you said?

    -I said don’t run! .

    · -Who has been sitting in my chair?

    -Tekin has been sitting in it.

    ü What (ne) nesneleri sorarken kullanılır.

    · -What is it? (O nedir?)

    -It is just a mouse. (Sadece bir fare.)

    · Sorry, what was your name? (Afedersiniz, adınız neydi?)

    ü Which (hangisi) insanlar ve nesler hakkında sorurarken kullanılır. “what”dan farkı, “which”de bir kaç olasılık vardır ve “hangisi” olduğunun sorulmasıdır.

    · -Which is your mother? (Hangisi senin annen?)

    -The one with grey hair. (Gri saçlı olan.)

    · Which of the names did yo choose for the puppy? (Yavru köpüş için isimlerden handisini seçtin?)

    ü Who (kim) insanlar hakkında sorarken kullanılır.

    · -Who is you mother? (Annen kim?)

    -Her name is Fatma, she works in the commercials department. (Adı Fatma, reklam bölümünde çalışıyor.)

    · Who is the girl in the blue dress? (Mavi elbiseli kız kim?)

    · Who completed the assignment? (Görevi kim tamamladı?)

    ü Whose (kimin) insanlar için de nesneler de için de kullanılabilir, aitlik ifade eder.

    · -Whose shoes are these? (O ayakkabılar kimin?)

    -Not mine, they are Canan’s shoes. (Benim değil, Canan’ın ayakkabıları.)

    · Whose money was lost, I found some. (Kimin parası kaybolmuştu, biraz para buldum.)

    ü Whom (kimi) insanlar için kullanılır. “Who” kadar sık kullanılmaz. [çoğu zaman preposition (edat) alan fiillerle kullanılır.]

    · -Whom do you call? (Kimi arıyorsun?)

    -I’m calling my father. (Babamı arıyorum.)

    · For whom she made these cookies? (Bu kurabiyeleri kimin için yaptı?)

    · To whom did Mert lend his video game? (Mert oyununu kime ödünç verdi?)


  • What / Which- Hangi?

    WHAT & WHICH

    Temelde “What” Türkçe’ deki ne sorusunun cevabıdır, “Which” ise hangi sorusunun. What soru kelimesi ne anlamında kullanılabildiği gibi hangi anlamında da kullanılır. Ancak bu kullanımında what kelimesini takiben bahsettiğimiz isim gelir.

    What book do you like to read? – Hangi kitabı okumak istersin?

    Aynı soruyu herhangi bir anlam değişikliği olmaksızın which ile de sorabiliriz.

    Which book do you like to read? – Hangi kitabı okumak istersin?

    Aralarındaki fark ise şudur: Sınırsız veya belirsiz sayıda bir ihtimalden bahsediyorsak what soru kelimesini, sınırlı sayıda seçenekten bahsediyorsak which soru kelimesini kullanırız.

    Örneğin arkadaşlarınız dün bir film izledi ve sizin hangi film olduğu konusunda hiçbir fikriniz yoksa soruyu şöyle sorarsınız:

    What movie did you watch yesterday? – Hangi filmi izlediniz?

    Ama diyelim ki sizin yanınızda birkaç filmden bahsettilerse bu durumda aynı soruyu:

    Which movie did you watch yesterday?- Hangi filmi izlediniz? şeklinde sorarsınız.

Devamını Oku

Ünlemler - Interjections

Ünlemler - Interjections

Sevinç, üzüntü, şaşkınlık, acıma, öfke gibi duyguları ifade eden seslerdir. Genellikle ünlem işareti ile kullanılırlar. Konuşma dilinde yazı dilindekine göre çok daha fazla kullanılırlar.

İngilizce’ deki ünlemler ise şunlardır:

ÜNLEM

HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR

ÖRNEK

Well,

Duraksama

Şaşkınlık

Well, I’m not sure!

Well, really!

Ouch!

Can yanması

Ouch, you are stepping on my toe!

Wow!

Büyük şaşkınlık, hayranlık

Wow! You look terrific!

Oh!

Ağrı,ıstırap

Şaşkınlık

Oh! I’ve got a toothache!

Oh! How wonderful!

Hey!

Dikkat çekmek

İlgi, şaşkınlık, kızgınlık

Hey! Listen to me!

Hey! Put that down!

Er

Duraksama

Er, I don’t know what to say.

Oops!

Bir kaza veya hata ile ilgili şaşkınlık veya pişmanlık

Oops! You must be careful.

Alas!

Üzüntü, acıma

Alas, poor young boy!

Uh-huh

Hemfikir, onaylama

Do you understand me? Uh-huh, at all.

Uh

Tereddüt, anlamama

Uh… I don’t get it.

Hi

Selamlama

Hi! How are you doing?

Dear

Acıma, şaşkınlık, endişe

Oh dear! What a shame!

Ah!

Memnuniyet, şaşkınlık, hayranlık, farkına varma

Ah, it is nice to see you again.

Ah, there you are.

Eh!

Karşı tarafın tekrar etmesini veya hem fikir olmasını istediğimiz

Eh? Say it again.

This is nice, eh?

Hmm

Tereddüt, şüphe, uyuşmazlık

Hmm. I’ m not so sure.

Devamını Oku