DİLBİLGİSİ - ZARFLAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
DİLBİLGİSİ - ZARFLAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sentence adverbs – Cümle Zarfları

Sentence adverbs – Cümle Zarfları

· Bu zarflar bütün bir cümleyi niteler ve konuşmacının yorumunu, düşüncesini ifade eder.

· Bu zarflar cümlenin başında, sonunda ya da ortasında bulunabilirler.

Bu zarfların çoğu olasılık derecesini ifade eder.

Actually (gerçekte)

Indeed (aslında)

Really (gerçekten)

In fact (aslında)

Surely (şüphesiz)

Certainly (kesinlikle)

Definitely (kesinlikle)

Clearly (açık açık, şüphesiz)

Evidently (besbelli, apaçık)

Obviously (açıkça)

Of course (elbette)

Undoubtedly (kesin olarak)



Perhaps (belki)

Possibly (muhtemelen)

Probably (belki de, muhtemelen)

Maybe (belki)

Doubtlessly /doubtless (şüphesiz, muhakkak)

Bütün bir cümleyi niteleyebilen diğer zarflar:

Admittedly (hiç kuşkusuz)

Surprisingly (şaşırtıcı şekilde)

Frankly (açıkça)

Fortunately (iyi ki,şans eseri)

Unfortunately (maalesef)

Luckily (neyse ki)

Unluckily (maalesef)

Honestly (dürüst olarak)

Personally (kişisel olarak)

Seriously (ciddi olarak)

Rightly (dürüstçe doğrulukla)

Wrongly (yanlış, hatalı bir şekilde)

Naturally (doğal olarak, elbette)

Examples:

· Perhaps she is right. (Belki de o haklı.)

· Unfotunately he was very arrogant. (Ne yazık ki o çok kendini beğenmişti.)

· The answer is, of course, no. (Cevap tabi ki hayır.)

· Not surprisingly, they also liked the teacher. (Hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde, onlar da öğretmeni sevdiler.)

· Surprisingly everybody agreed with the boss. (Şaşırtıcı bir biçimde herkes patronu haklı buldu.)

· Obviously they fooled us. (Belli ki bizi kandırdılar.)

· Probably he won’t come back. (Büyük ihitmalle geri gelmeyecek.)

· That will surely make change. (Bu kesinlikle değişikliğe sebep olacak.)

· It was certainly tiring, but it worthed. (Kesinlikle yorucuydu, ama değdi.)

· He clearly knew he was going to set fire to the flat. (Yangın çıkaracağını açıkça biliyordu.)
Devamını Oku

Bazı fiiller sıfatla açıklanır - Linking verbs are explained with an adjective


Zarflar

Bazı fiiller sıfatla açıklanır - Linking verbs are explained with an adjective

Bazı fiilerden (linking verbs) sonra zarf değil sıfat kullanırız:(appear, be, become, feel, look, smell, sound, taste, seem)

Bu gruptaki fiiller zarf kullanımındaki genel kuralın dışında kalırlar.

You look tired. – Yorgun görünüyorsun.

Their offer sounds nice. – Teklifleri kulağa hoş geliyor.

After the accident he became very selfish. – Kazadan sonra çok bencil oldu.

These flowers smell wonderful. – Bu çiçekler harika kokuyor.

I feel good. – Kendimi iyi hissediyorum.

You've got to appear (to be) calm in an interview. – Bir röportajda sakin görünmelisin.

I know it sounds silly, but I'll miss him when he's gone. – Kulağa aptalca geliyor ama gittiğinde onu özleyeceğim.

Your job sounds really interesting. – Mesleğin gerçekten kulağa ilginç geliyor.

It feels good to live in such a peaceful place. – Böyle huzurlu bir yerde yaşamak iyi hissettiriyor.

The cake smelled so good that I couldn’t wait Mom to eat them. – Kek o kadar güzel kokuyordu ki yemek için annemi bekleyemedim.

It was becoming cold, so we lit the fire. – Hava soğuklaşıyordu, o yüzden ateşi yaktık.

After giving up smoking, he became fat and irritable. – sigarayı bıraktıktan sonra şişman ve sinirli oldu.

Örneğin: "The little child feels well." diyemeyiz. Feel fiili bağlantı sağlayan fiillerden birisi olduğu için bu cümlede well değil good kullanmalıyız.

Devamını Oku

-ly ile biten tüm kelimeler zarf değildir - not all the words ending in -ly are adverbs

-ly ile biten bütün kelimeler zarf değildir.

Elderly: They are an elderly couple.: yaşlı (kibar şekilde kullanımı)

Fatherly: This is a fatherly advise. : babacan

Friendly: Your friend is a friendly person. : arkadaşça

Likely: What’s the likely income of an average family? : olası

Lively: There is a lively show on TV. : canlı, neşeli

Lonely : Are you lonely tonight? : yalnız

Lovely: What a lovely child! : güzel, sevimli

Lowly : He took a lowly job in that firm. : mevkice aşağı, mütevazi

Masterly : Yesterday the pianist gave a masterly performance. : ustaca, hünerli

Motherly: She was a motherly woman. : anaç

Silly : Don’t you feel silly in that dress? : budala, şapşal

Ugly : You are not ugly at all. : çirkin

Bu sıfatları zarf yapmak istediğimizde sonlarına –ly eklemiyoruz. Kullanmamız gereken durumlarda şu şekilde kullanıyoruz. (in a/an…………………way, manner) In a friendly manner/way

He greeted us in a friendly way. - Bizi arkadaşça bir şekilde selamladı.

“likely” kelimesini zarf olarak kullanmak istediğimizde; yerine aynı anlama gelen “probably” kelimesini kullanabiliriz. Veya bu kelimeyi bir zarf cümleciği “He spoke to me in a friendly way.” haline getirebiiriz.
Devamını Oku

Good or Well - İyi

Good or Well - İyi

Good – Well : iyi anlamına gelen bu iki kelimeden good sıfat olup isimleri niteler, well ise zarf olup fiilleri niteler

Bahar is a good teacher. (Burada gördüğünüz gibi “good” kelimesi bize isim“öğretmen” hakkında bilgi veriyor. Bize öğretmenin özelliğini bildiren “good” kelimesi sıfattır. Bahar iyi bir öğretmendir. )

Bahar teaches well. (Burada ise “well” kelimesi bize fiil ”öğretmek” hakkında bilgi veriyor. Bize nasıl öğrettiğini bildiren “well” kelimesi ise zarftır.)

My grandfather is ninety, but he still hears well. - Dedem 90 yaşında ama hala iyi duyuyor.

well bazen sağlığı yerinde olmak anlamında sıfat olarak da kullanılır.

How are you doing? Very well, thank you. – Nasılsın? Çok iyiyim, teşekkür ederim.

well kelimesi, fiillerin üçüncü halleri ile birlikte sıfatı oluşturur.

Well-educated: iyi eğitimli

Well-known: iyi bilinen

Devamını Oku

Sıfat ve Zarf hali aynı olan kelimeler - Adjectives and Adverbs which have the same form

Sıfat Zarf

The back door: arka kapı Come back soon: hemen geri dön

A daily newspaper: günlük gazete Call me daily.: Günde bir kere beni ara!

An early breakfast: erken kahvaltı Come here early. : Burada erken gel.

It is far from here. Buradan uzakta. The cat didn’t go far. :Kedi uzağa gitmedi.

A fast train: hızlı tren The train went fast. :Tren hızlı gitti.

The work is hard: iş zor They work hard. : Sıkı çalışırlar.

A high building: yüksek bina Kick the ball high! : Topu yükseğe vur

Hourly news: saat başı haberler It leaves hourly.: Saatte bir kalkar.

Our last guest: sonuncu misafirimiz She came in last. : Sonuncu geldi.

You are late. : Geç kaldın. You’ll arrive late. : Geç varırsın.

A little cat: küçük kedi Wait a little longer! : Az daha bekle

Monthly payments: aylık ödemeler They pay monthly. : Aylık ödeme yaparlar.

The right answer: doğru cevap Turn right here. : Buradan sağa dön.

A straight line: doğrudan hat Go straight home! : Doğrudan eve git!

A weekly magazine: haftalık dergi He pays weekly. : Haftalık ödeme yapar.

The wrong way: yanlış yol He led us wrong. : Bizi yanlış yönlendirdi.

Their yearly exam: yıllık sınav Prepare the budget yearly. : Bunu yıllık olarak hazırla
Devamını Oku

Zarf Sözcükleri Yazım & Kullanım Kuralları – How to Write and Use Adverbs

1. Çoğu zarf, sıfatlara –ly takısı eklenerek oluşturulur.

slowly , cleverly, seriously, immediately, quickly, slowly, safely,seriously, politely, normally, softly, nicely, motherly...

2. Sıfat-ic + ally : drastic = drastically

Sonu -ic ile biten sıfatları zarf yaparken sonlarına –ally eki getirilir.

Dramatically, automatically, scientifically, frantically...

3. Sıfat-le + ly : terrible = terribly

Sonu –le ile bitten sıfatları zarf yaparken –e harfini düşürerek –ly getiririz. wholly, gently, truly, possibly, comfortably, horribly, sensibly…

4. Sıfat-y + ly : happy= happily

Sonu –y ile biten sıfatları zarf yaparken –y harfi yerine –ily gelir.

angrily, luckily, easily, heavily, cosily, busily, gaily...

5. Bir sesli+-l ile biten sıfatlar zarf yapılırken –lly olurlar. beautifully,carefully,finally

6. -ly diye biten sıfatlar ek almaz: lively, lovely, ugly, lonely, likely and friendly, lively, lovely, ugly, lonely, likely far, wrong and friendly

Altı çizili olan sıfatlar zarf olarak kullanılamazlar ve zarf formları yoktur.

Bu kelimeleri zarf olarak kullanmak istediğimizde benzer bir zarf kullanırız veya zarf cümleciği olarak kullanırız. in a friendly way gibi.

7. Bazı sıfatlar aynen zarf olarak kullanılırlar : fast, hard, late, straight, early, daily, kindly

8. İyi kelimesi sıfat olarak kullanıldığında good, zarf olarak kullanıldığında well’ dir.

This is a good question. You speak Spanish well.

9. Bazı zarfların iki farklı kullanımı vardır.

free .. ücretsiz freely.... gönüllü , istekli
Devamını Oku

Zarflar -Adverbs

Zarflar -Adverbs


Zarf fiili tanımlayan yani bize fiil hakkında daha fazla bilgi veren kelimelerdir. Bir hareketin veya bir oluşun nasıl, ne zaman, nerede, ne kadar sıklıkla olduğu gibi özellikleri zarflarla ifade ederiz.

She smiled cheerfully. ( Neşeyle gülümsedi.)

I sent the mail yesterday. (Maili dün gönderdim.)

There was a great explosion outside. (Dışarıda büyük bir patlama oldu.)

I always call my friends. ( Ben her zaman arkadaşlarımı ararım.)

He’s managing extremely well. (O son derece iyi yönetiyor.)

When were you born? (Ne zaman doğdun?)

I don’t know where she is. (Onun nerede olduğunu bilmiyorum.)

NASIL? (HOW?)

ADVERBS OF MANNER (DURUM ZARFLARI) : Fille nasıl sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevaplar durum/tarz zarflarıdır. Durum zarfları genellikle fiil ve nesneden sonra yer alır.

The window was quietly opened. ( Pencere sessizce açıldı.)

He can easily earn much more money. ( O çok daha fazla parayı kolayca kazanabilir.)

We should act wisely. (Akıllıca hareket etmemiz gerekiyor.)

You needn’t behave badly. (Kötü davranmanıza gerek yok.)

I have been eagerly preparing these documents. (Bu dökümanları büyük bir istekle hazırlıyorum.)

It started to rain suddenly. (Aniden yağmur yağmaya başladı.)

The dog slowly sank into a sleep. (Köpek yavaşça uykuya daldı.)

We waited our results anxiously. ( Sınav sonuçlarımızı tedirgin bir şekilde bekledik.)

The babies are playing happily. (Bebekler mutlu bir şekilde oynuyorlar.)

The little child defended his friend bravely. (Küçük çocuk arkadaşını cesurca savundu.)

The new manager is working quickly and carefully. ( Yeni müdür hızlı ve dikkatli çalışıyor.)

The students understood the new subject easily.(Öğrenciler yeni konuyu kolayca anladılar. )

I cannot understand you. Please don’t speak fast. (Sizi anlayamıyorum. Lütfen hızlı konuşmayın.)

You can speak English well. (İyi İngilizce konuşabilirsin.)

She studied hard for this exam. (Bu sınav için çok çalışmıştı.)

NEREDE? (WHERE?)

ADVERBS OF PLACE (YER ZARFLARI): Eylemi yer ve yön bakımında tanımlarlar.

Genellikle sonda yer alırlar.

“Please stand by me.” ( Lütfen yanımda kal.)

“I couldn’t find her. She was nowhere yesterday.” (Dün hiçbir yerde değildi.)

“We stay here.“ (Biz burada kalıyoruz.)

“Put the boxes there.” ( Kutuları oraya koyun.)

“The weather is very cold outside.” (Dışarıda hava çok soğuk.)

“The neighbours who live upstairs are very noisy.” (Yukarıda yaşayan komşularımız çok gürültücüler.)

“Her friend follows her wherever she goes.” (Arkadaşı nereye giderse gitsin onu takip eder.)

“She sent him away.” ( Onu uzağa gönderdi.)

“If you can’t jump down, walk around.” ( Eğer aşağıya atlayamazsan, etrafından yürü.)

“I have been looking you everywhere.” (Her yerde seni arıyorum.)

“I am not going anywhere.” ( Hiçbir yere gitmiyorum.)

“Is there a phone box nearby? “ (Yakında telefon kulübesi var mı?)

NE ZAMAN? (WHEN?)

ADVERBS OF TIME (ZAMAN ZARFLARI): Eylemin zamanını bildirir. Genellikle sonda yer alırlar. Zamanı vurgulamak istediğimizde başta da yer alırlar.

It is going to rain soon. (Yakında yağmur yağacak.)

I haven’t completed my studies yet. (Henüz çalışmalarımı tamamlamadım.)

I’m busy today. (Bugün meşgulüm.)

I am still hungry. (Hala açım.)

We arrived there late. (Oraya geç vardık.)

Everybody is excited before the concert. (Konserden önce herkes heyecanlıydı.)

Bir cümlede birden fazla zaman zarfı kullanıldığında, daha özel olanı daha önce kullanırız.

(time, day, date, year)

He died at 22:15 on Tuesday March 17th, 1958.

Time day date year

Bu örnekte de gördüğünüz gibi; zaman zarfları daha özel olandan genele doğru sıralanmıştır.

Det: Bazı kısa zaman zarfları ortada gelebilirler.

We were soon travelling.

NE KADAR SIKLIKTA? (HOW OFTEN?)

ADVERBS OF FREQUENCY (SIKLIK ZARFLARI): Eylemin ne kadar sıklıkla oluştuğunu bildirir. Yardımcı fiilden sonra, ana fiilden önce gelirler.

%100 Always ( Daima )

The sun always rises in the east. (Güneş her zaman doğudan doğar.)

%90 Usually ( Genellikle)

I usually spend holidays with my parents.(Tatillerimi genellikle ailemle beraber geçiririm. )

%75 Often( sık sık)

How often do you go abroad? ( Ne kadar sık yurtdışına çıkarsınız?)

%25-75 Sometimes( bazen) = occasionally

I sometimes feel depressed. ( Ben bazen keyifsiz hissederim.)

They are in Bursa occasionally. (Onlar arada sırada Bursa’ da olurlar.)

%10-25 Seldom ( Nadiren)

I seldom go to the cinema. ( Nadiren sinemaya giderim.)

%1-10 Rarely ( çok nadiren)

I rarely eat outside. ( Ben çok nadiren dışarıda yemek yerim.)

% 0 Never (hiç, asla)

I never get up late in the morning. ( Sabahleyin hiç geç kalkmam.)

Olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde ‘never’ yerine ‘ever’ kullanılır.

Have you ever been to Paris? (Hiç Paris’te bulundunuz mu?)

I haven’t ever seen such a beatiful house. (Hiç bu kadar güzel bir ev görmedim.)

We have to prepare a detailed report once a month. (Ayda bir kere detaylı rapor hazırlamalıyız.)

I asked him twice but got no reply. (Ona iki kere sordum ama cevap almadım.)

We can meet him three times a week. ( Onunla haftada üç kere buluşabiliyoruz.)

Extra: “once or twice“ bir ya da iki kere demektir.

I have bought a lottery once or twice in my whole life. “ (Tüm hayatım boyunca bir ya da iki kere piyango aldım.)

SENTENCE ADVERBS (YARGI ZARFLARI): Konuşmacının veya yazarın tavrı / fikri hakkında bilgi verirler. Cümle içinde her yere gelebiliyorlar.

Perhaps I will see you there.(Belki orada seni görürüm.)

Unfortunately I disagree with you. (Ne yazık ki sizinle aynı fikirde değilim.)

I mentioned him about you of course. ( Şüphesiz ona senden bahsettim.)

Maybe you can help me. ( Belki bana yarım edebilirsin.)

Surprisingly, the participants came there on time. (Şaşırtıcı bir şekilde katılımcılar zamanında geldiler. )

Obviously they will never see her again. (Belli ki bir daha asla onu görmeyecekler.)

We probably have to wait hours. ( Biz belki de saatlerce beklemeliyiz.)

That surely can’t be a good idea. (O kesinlikle iyi bir fikir olmaz.)

Certainly more money must be given to education. (Kesinlikle eğitime daha fazla para verilmeli.)

I cannot think clearly now because I am tired. (Şuanda açıkça düşünemiyorum çünkü yorgunum.)

NE KADAR?NE ÖLÇÜDE? (HOW MUCH? TO WHAT EXTENT?)

ADVERBS OF DEGREE (DERECELENDİRME ZARFLARI): Beraber kullanıldıkları sıfatın, fiilin veya başka bir zarfın anlamını zayıflatıp güçlendirirler.

fairly, hardly, rather, quite, too, very, extremely,fully, absolutely, completely, just, totally, seriously, surely, certainly, much , very, almost, nearly, enough, scarcely, really

Fiillerin derecelendirilmesi:

He slipped and almost fell. (O kaydı ve neredeyse düşüyordu.)

The village has developed enourmously during recent years. ( Son yıllarda köy muazzam şekilde gelişti.)

We quite enjoyed the film. (Biz filmden epeyce hoşlandık.)

He nearly stopped and asked the way. ( O neredeyse durdu ve yolu sordu.)

I can hardly expect her to understand. (Onun bunu anlamasını hiç beklemem.)

She was very much impressed by their good manners. (Onların iyi davranışlarından çok fazla etkilenmişti.)

Sıfatların derecelendirmesi: (Burada sıfatların derecelendirilmesi bölümünde verdiğimiz sheetin aynısı olacak istersen o sayfaya link yapalım.)

Zarfların derecelendirilmesi:

You should stick the model very carefully. (Maketi çok dikkatli bir şekilde yapıştırman gerekir.)

A computer will do the job much more efficiently. ( Bilgisayar işi çok daha fazla etkili yapacaktır.)

He has been working quite a lot these days. (O bugünlerde oldukça çok çalışıyor.)

I know him fairly well. (Onu oldukça iyi tanırım.)

INTERROGATIVE ADVERBS ( Soru zarfları):

Why should I bother to help you? (Neden sana yarım etmek için canımı sıkayım?)

When do you want to go? ( Ne zaman gitmek istersin?)

How do you plan to spend your holiday? ( Tatilini nasıl geçirmeyi planlıyorsun?)

How often do you go abroad? ( Ne kadar sık yurtdışına çıkarsın?)

She was only 20 when she had her first baby. (İlk bebeği olduğunda sadece 20 yaşındaydı.)

The reason why you went there is obvious. ( Oraya gidişinin nedeni ortada.)

I don’t know why Yiğit went away. (Yiğit’ in neden oraya gittiğini bilmiyorum.)

This is the platform where our students can chat. (Bu öğrencilerimizin sohbet edebildiği platformdur.)

Devamını Oku