Geçmişteki alışkanlıklarımız - Used to

Geçmişteki alışkanlıklarımızda bahsederken yardımcı olarak “used to” kullanılır. Öznenin hemen arkasında kullanılan bu yapı özne ayrımı yapmaz bütün öznelerde aynıdır. Bu yapıyı gördüğünüzde eskiden kelimesini hatırlayınız.

I used to play volleyball. – (eskiden) voleybol oynardım.

My father used to smoke. – Babam sigara içerdi.

We used to meet every weekend. – Her hafta sonu buluşurduk.

She used to have a more positive attitude towards her work. – İşine karşı daha pozitif bir tutumu vardı.

Olumsuz ve soru cümlelerinde bize “did” yardımcı olur.

I didn’t used to eat so much chocolate. – Bu kadar çok çikolata yemezdim.

Did you used to visit your uncle? – Amcanı ziyaret eder miydin?

“ Used to” yapısının şu iki kullanımı farklıdır.

* “be used to” alışkın olmak anlamını verir.

I am used to watching a movie at home. – Evde sinema izlemeye alışığım.

Taxi drivers are used to heavy traffic. – Taksi şoförleri yoğun trafiğe alışkındırlar.

Are you used to be getting up early? – Erken kalkmaya alışık mısın?

Most women are used to cooking whereas men aren’t. – Kadınların çoğu yemek pişirmeye alışıktır, oysa erkekler değil.

* “get used toalışmak anlamında kullanılır.

My friend is getting used to living in Istanbul. – Arkadaşım İstanbul’ da yaşamaya alışıyor.

They will get used to come to work in time. – Zamanında işe gelmeye alışacaklar.

Can you get used to working in that company? – O şirkette çalışmaya alışabilecek misin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder