Nicelik Sözcükleri - Quantifiers

QUANTIFIERS -NİCELİK SÖZCÜKLERİ/BELİRLEYİCİLER

İsimlerin az, çok, birkaç vb. şekillerde miktarlarını belirtmek için kullanldığımız nicelik sözcüklerini göreceğiz bu bölümde. Sadece sayılabilen veya sayılamayan isimlerle kullanılanların yanısıra hem sayılan hem de sayılamayan isimlerde kullanılan nicelik sözcükleri de vardır.

I- Öncelikle sayılabilen ve sayılamayan isim ayrımı olmadan kullanılan nicelik sözcükleri ile başlayalım.

1. A LOT OF / LOTS OF: Çok, bir sürü, pek çok anlamlarına gelir.

She has got a lot of problems. – Onun çok problemi var.

Lots of people are ignorant. – Pek çok insan cahil.

They need a lot of money to pay their depts. – Borçlarını ödemek için çok paraya ihtiyaçları var.

There was a lot of dust in the room. – Odada çok toz vardı.

2. SOME: biraz, bir parça, bazı anlamlarına gelir. Bazen de hiçbir artı

anlam eklemez geldiği cümleye ve sadece cümlenin daha etkili olmasını

sağlar. Olumlu cümlelerde kullanılır. İstisna olaran sadece ikram sorularında kullanılır.

You have to read some books on this matter.- Bu konu üzerinde kitaplar okumak zorundasın.

Some babies simply do cry more than others. – Bazı bebekler diğerlerinden daha çok ağlar.

Can you give me some solution hints please? – Bana çözüm ipuçları verebilir misin lütfen?

Have you got some money? – Biraz paran var mı?

3. ANY: hiç, herhangi anlamlarına gelir. - bazen de hiçbir artı anlam eklemez geldiği cümleye ve sadece cümlenin daha etkili olmasını sağlar. Olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde kullanılır.

There can’t be any papers in that drawer? - O çekmecenin için hiç kağıt olamaz.

Do you have any questions?- Hiç sorunuz var mı?

Any student knows this. – Herhangi bir öğrenci bunu bilir.

We don’t have any objections to this offer?- Bu teklife itirazımız yok.

4. NO: hiç, hiç bir anlamına gelir. Olumlu cümlelerde kullanılır ve anlamı olumsuz yapar.

I have no idea. – Hiç fikrim yok.

There is no information about the meeting. – Toplantıyla ilgili hiç bilgi yok.

This e-mail has no importance at all. – Bu e-postanın hiç bir önemi yok.

There was no development about that project. – Proje ile ilgili hiç bir gelişme yoktu.

5. NONE: hiçbiri, -dan/-den hiçbirisi -none of

None of the children came to school yesterday. -Çocuklardan hiçbirisi dün okula gelmedi

None of his judgements is true.-Yargılarının hiçbiri dogru değil.

None of this information makes him happy.-Bu biligilerin hiçbiri onu mutlu etmez.

6. MOST : birçok, büyük bölüm, pek çok

Most Of: birçoğu, büyük bölümü,çoğu

Most students did their homework in time. -Birçok öğrenci ödevini zamanında yaptı.

Most of the women love shopping. -Kadınların birçoğu alışverişe bayılır

Most bread is made from wheat. -Birçok ekmek buğdaydan yapılır.

7. PLENTY OF: bir sürü, birçok

There are plenty of pencils in his pocket. -Cebinde bir sürü kalem var.

There was plenty of sugar at home. -Evde çok şeker vardı.

I lost plenty of money last night. -Geçen gece bir sürü para kaybettim.

II- Sadece sayılamayan isimlerle kullanılan nicelik sözcükleri:

1. LITTLE: az, yeterli yeterli değil

I have little time so please don’t waste my time.

-Çok az vaktim var bu yüzden zamanımı boşa harcama lütfen.

He has left little coffee in the cup. - Fincanda çok az kahve bırakmış.

We have very little butter at home. - Evde çok az yağımız var.

2. A LITTLE: az, ama yeterli

There is a little water in the bottle. - Şişede çok az su var.

You have a little time to catch the bus. - Otobüsü yakalamak için az zamanın var.

3. MUCH: “çok ya da pek anlamlarına gelir ve genellikle soru ve olumsuz cümlelerde kullanılr.

Do you watch much television? -Çok televizyon izler misin?

There isn’t much housework left. -Pek ev işi kalmadı.

She didn’t have much patience. -Pek sabrı yoktu.

4. A GREAT/GOOD DEAL OF: birçok, bir sürü

I have great deal of respect for you. -Sana karşı çok saygım var.

Natural disasters cause a great deal of damage.

-Doğal felaketler bir sürü zarara sebep olurlar.

He has gained a good deal of money. -Bir sürü para kazandı

5. A GREAT AMOUNT OF: -çok büyük bir miktar

A SMALL AMOUNT OF: küçük bir miktar

I think rich people should donate great amount of money to charity.

-Bence zengin insan hayır işlerine büyük miktarda para hibe etmeli.

She need a small amount of help. -Bir miktar yardıma ihtiyacı var.

Sadece sayılabilen isimlerle kullanılar nicelik sözcükleri:

1. FEW : çok az sayıda, yetersiz.

Few people came to visit him before his death.

-Ölümünden önce onu ziyarete birkaç kişi geldi.

She has bought few books.-Birkaç kitap aldı.

You should look at few of his works.- İşlerinin bir kaçına göz atmalısın.

2. A FEW: az sayıda -yeterli, birkaç.

He has a few friends. -Çok az arkadaşı var.

They couldn’t deal with even a few problems. -Birkaç problemle bile ilgilenemediler.

The teacher asked a few questions in the exam. -Öğretmen sınavda çok az soru sordu.

3. SEVERAL: birkaç

I know several people who really love eachother. -Birbirini gerçekten seven bir sürü kişi tanıyorum.

They sent us several letters. -Bize birkaç mektup yolladılar.

Several aspects of the novel are left ambigious.- Romanın birkaç yönü belirsiz bırakılmış.

4. MANY: çok, birçok.

She has many dogs. -Onun çok köpeği var.

Since many years, we have working together. -Yıllardır birlikte çalışıyoruz.

Many people prefer to go seaside in summer.

-Birçok insan yazın denizkıyısına gitmeyi tercih ediyor.

5. A NUMBER/GROUP OF: bir miktar, belli sayıda, bir grup.

I found a number of mistakeS in your exam paper. -Sınav kağıdında birkaç hata buldum.

A group of people came here for the weekend. - Bir grup insan haftasonu için buraya geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder