Bulmaca Sözlüğü i

-İ-

İbadet.Allahın buyruklarına uyma. : TAAT
İbni Sinaya batıda verilen isim. : AVİCENNA
İbrahim Peygamberin babasının adı.: AZER
İbrani alfabesinin ilk harfi.:ALEF
İbrani rahiplerinin dinsel törenlerde giydikleri giysi. : EFOD
İbranice v Aramcayla birlikte Yahudilerin üç temel yazı dilinden biri.: YİDDİŞ
İç Anadoluda bir göl. : EBER
İç Anadoluda volkanik bir göl.: MEKE
İç bükey,konkav,obruk.:MUKAAR
İç donu.: TUMAN
İç duvar.:CIDAR
İç etek.:JÜPON
İç güdü.:İNSİYAK
İç içe mineral kabuklardan oluşan balık yumurtası biçiminde kalker,ovelit. : PERİDOT
İç içe mineral kabuklardan oluşan balık yumurtası biçiminde kalker.: OVOLİT
İç kulakta kemik dolambacın orta bölümü. : DALIZ
İç sıkıntısı.:AFAKAN : İLİNTİ
İç yüz,sır.:BATIN
İçe kapanıklılık.: OTİZM
İçelin Silifke ilçesinde bir antik kent ,: URA
İçi kaloit veya yağ gibi sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu patolojik torba. : KİST
İçi kremalı,üzeri çikolata kaplı pasta.:EKLER
İçi pamuk yada yün vatka ile doldurularak dikilmiş,döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş.:KAPİTONE
İçimi hoş ve tatlı su.:ZÜLAL
İçinde cinsel konularla ilgili açık saçık yazıların,resimlerin bulunduğu eser.:BAHNAME
İçinde diri balık saklanan denizden ayrılmış havuz. : LİVAR
İçinde fosil bulunmayan toprak.:AZOİK
İçinde gemi yapılan veya onarılan üstü örtülü büyük havuz.:DOK
İçinde yağ yakılan toprak kandil. : PESÜS
İçine çamaşır,elbise gibi şeyler koyup sarmaya yarayan bez veya kumaş.:BOHÇA
İçine demir çubuklardan kafes konulmuş beton.:BETONARME
İçine doğduğu gibi söylenerek,doğaçlama.: İRTİCALEN
İçine hardal katılarak yapılan üzüm şırası.:HARDALİYE
İçine kor kömür doldurulan , açık havada ısınmaya yarayan ayaklı ve delikli madeni kaba verilen ad :BRASERO
İçine mendil,gecelik gibi şeylerin konulduğu kumaş bohça. : ŞASE
İçine pekmez,peynir,yağ vs konulan yada yayık olarak kullanılan deri tulum. : TULUK
İçine pişirilmiş kuş başı et ve sebze konularak hazırlanan bir tür börek.:TALAŞKEBABI
İçine soğan,sarımsak,maydanoz ve havuç gibi şeyler katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak servisi yapılan yemek.:PİLAKİ
İçine su biriken doğal çukur.:OBRUK
İçine yalnız kürek çekenin girebildiği uzun ve dar yarış kayığı. : SKİF
İçitim.:ZERK
İçki bardağı.:PİYALE
İçki içerken birinin şerefine,sağlığına kadeh tokuşturulması.:TOKA
İçki mahzeni.:KAV
İçki meclisi.: BEZM
İçki sunanlara verilen ad. : SAKİ
İçki veya uyku sersemliği.:HUMAR
İçki. : AYŞ : İŞRET
İçkiye düşkün,içkici,ayyaş. : BEKRİ
İçli,acıklı şiir.:ELEJİ
İçmeye veya tanrıların onuruna yere şarap dökmeye yarayan,ortası bombeli,ayaksız,az derin,geniş ağızlı kap.:PATERA
İçten çürümüş ağaç : ARDAK.
İdam mahkumlarının asıldığı ağaç.:DAR
İdare kandili. : İLİKMEN
İdare,yönetim. : ZİMAM
İdrar kesesi iltihabı.:SİSTİT
İdrar yolları hastalıkları,üroloji.:BEVLİYE
İdrarını yapamama şeklinde ağır bir böbrek rahatsızlığı belirtisi,İdrarın kesilmesi.:ANÜRİ
İftihar etme,öğünme. : ULVAN
İğ : EĞİRMEN
İğne deliği. : YURDU
İğne korkusu.: BELONOFOBİ
İğne yaprakları yaz kış yeşil olan bir orman ve süs bitkisi. : PORSUK
İğneye yol açmak için kullanılan,çelikten,ince ve sivri uçlu bir alet.:BİZ
İğrenme,tiksinme. : KERAHET
İhtiyaçları devletçe karşılanan onbaşı ve çavuş rütbesindeki asker.: ERBAŞ
İhtiyar kimse.:PİRİFANİ
İki gövdeli (birbirine paralel tutturulmuş iki kütükten yapılmış) deniz taşıt aracına verilen ad. :KATAMARAN
İki akarsuyun birleştiği yer.:KOYAR
İki anlamı olan bir sözcüğün akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullanılması ve anlamı güçlendirme sanatına verilen ad. : İHAM
İki atlı kızak. : ZANKA
İki ayrı ırktan gelme. : LETİS
İki bağlantı parçasını birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça. : NİPEL
İki çenetli yumuşakça.:ARCA
İki dağ arasındaki sırt. : SENİR
İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı.: ÇATAK
İki denizi ayıran dar kara parçası veya dünya ile ahret arasındaki yer. : BERZAH
İki direkli yelkenli bir gemi.:USKUNA
İki direkli,seren yelkenli,birkaç top taşıyan gemi.:BRİK
İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan,on dört dizeli bir Batı şiir türü.:SONE
İki gemi veya gemi ile kıyı arasında haberleşmede kullanılan üç kollu işaret sütunu.:SEMAFOR
İki kaş arası.: BELCE
İki kişi tarafından yönetilen bir çeşit yelkenli. : PİRAT
İki kişilik,alçak,oldukça geniş koltuk.:MARKİZ
İki kişilik,sportif amaçlı bir tür küçük yelkenli.:PİRAT
İki kulplu ve küfe biçimindeki büyük sepete halk dilinde verilen ad. : KELET : KELETER
İki olay arasındaki süre.: FETRET
İki peygamber veya padişah arasında peygambersiz veya padişahsız geçen süre.:FETRET
İki renkten oluşan.:YANAL
İki sıra kürekli Antikçağ Roma teknesi. :BİREMİS
İki tarla arasındaki sınır. : AN
İki ucu açık küçük boru.ZIVANA
İki ucuna birer kişi oturup,karşılıklı olarak havada yükselip inerek eğlenmeyi sağlayan,ortasından bir yere dayalı tahta kalas.: TAHTEREVALLİ
İki veya daha çok katlı ev.:HANAY
İki veya üç telli bir saz türü.:CURA
İki veya üç yaşındaki erkek koyun.: ÖVEÇ
İki yanı ağaçlıklı yol. :ALE
İki yaşına girmiş manda.:EVERE
İki yataklı karyola. : RANZA
İki yönlü bir dalgalı akımı,bir yönlü doğru akıma çevirmeye yarayan aygıt.:REDRESÖR
İki yüzlü,riyakar. : MÜRAİ
İki,üç veya dört kişi arasında oynanan bir tür iskambil oyunu. : PİKET
İkilem. : DİLEMMA : KIYASI MUKASSİM
İkinci Abdülhamitin Selanike sürgüne gönderildiği köşkün adı.:ALATİNİ
İkinci Bayezitin şiirlerinde kullandığı mahlas : ADLİ
İkinci çağın yaklaşık 45 milyon yıllık dönemi.:TRİYAS
İkinci Dünya Savaşı sırasında ABDli erlere verilen ad.:Gİ
İkinci Dünya Savaşında ABD erlerine verilen ad. : Gİ
İkinci kez evlenen kadının beraberinde götürdüğü çocuklar.:TAYGELDİ
İkinci Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik.:FERAHİ
İkinci Mahmut döneminde,yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı.:ASAKİRİMANSURE
İkinci. : SANİ
İkisi dikili,üçüncüsü de bunların üzerine kapak gibi yatırılmış üç büyük taştan oluşturulmuş taş devri mezarı.:DOLMEN
İkiyüzelli kiloluk bir ağırlık birimi.:ÇEKİ
İklimbilim. : METEOROLOJİ : KLİMATOLOJİ
İknalar tarafından kullanılan ve iplerin üstüne atılmış her düğümün rengine göre bir anlamı olan düğüm-yazı.:KİPU
İlaç bilimi. : FARMAKOLOJİ
İlaç kullanmadan,yalnız ısı yardımıyla aygıt ve pansuman gereçleri gibi şeyleri mikropsuzlaştırma işi.:ASEPSİ
İlaç tedavisi. : KEMOTERAPİ
İlaç,çare,deva. : EM
İlaçların formüllerini gösteren resmi kitap.:KODEKS
İlahi duyuru.:VAHİY
İlahiyat. : TEOLOJİ
İleri atılmış,ortaya çıkarılmış.:LANSE
İletim. : KONVEKSİYON
İletişim dizgesi birliği.:LİNK
İletki.: MİNKALE
İlgi eki. : Kİ
İlgisiz.:BİGANE
İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk tarafından 1952de çıkarılan siyasi mizah dergisinin adı. : KIRKBİRBUÇUK
İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad.:YASAVUL
İlişik. : MERBUT
İlk çağdaki uygarlıkla ilgili olan. : ANTİK
İlk doğan çocuk.:BEŞE
İlk İncilin yazarı sayılan, İsanın on iki havarisinden biri. : MATTA
İlk insanlar tarafından yapıldığı sanılan en eski aletlere verilen ad.: EOLİT
İlk kez Hindistanda dokunan,yumuşak ve hafif bir çeşit ipekli kumaş.:SÜRA
İlkbaharda kırlarda yetişen,ufak yeşil yapraklı,ıspanak gibi yenilen bir bitki.:MADIMAK
İlkel benlik. : İD
İlkel. : PRİMİTİF
İlmekli bir tür sarma işi ve bununla yapılmış işleme.:RİŞLİYÖ
İmkansız. : MUHAL
İmren.:GIPTA
İnanç ve bilgiyi kiliseyle,özellikle Aristotelesin bilimsel sistemini uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan Ortaçağ felsefesi.:SKOLASTİK
İnandıran,ikna eden. : MUKNİ
İnanılan kimse. : İNAL
İnanma,güvenme.: İTMİNAN
İnanmış,emin olan.:MUTMAİN
İnatçı,ayak direyen:. ANUT
İnce alay.:İRONİ
İnce bağırsağın bir yada birkaç bölümünün kronik iltihabı.:İLEİT
İnce bağırsak iltihabı. : ANTERİT
İnce dövülmüş tavuk eti veya dana eti.(Yağsız ve sinirleri alınmış).:ESKALOP
İnce halat. : URGAN
İnce iplik ile çok sık dokunmuş yünlü kumaş. : LASTİKOTİN
İnce kabuklu bir erik cinsi. : ÜRYANİ
İnce kumaştan yapılan bir tür kadın üstlüğü. : MAŞLAH
İnce pide halinde ekmek.:LAVAŞ
İnce ruhlu.RAKİK
İnce yağan yağmur. : ÇİSENTİ : ÇİSE
İnce yapılı,zarif,narin.:YEPELEK
İnce yapraklar biçiminde ayrılabilen ve özellikle çatı örtüsü olarak kullanılan sistli kayaçlara verilen ad.:. ARDUVAZ
İnce yassı elmas. : KARAVANA
İnce,düzgün dokunmuş pamuklu kumaş.:OPAL
İnce,parlak nakış.:MİRE
İncelik. : RİKKAT
İnci çiçeği.:MÜGE
İnci çiçeği.:MÜGE
İnci,boncuk,deniz kabuğu gibi malzemeyi ipe dizip kelep haline getirdikten sonra birbirine dolaşarak yapılan kısa gerdanlık.:KISTI
İncik boncuk işleri. : TUHAFİYE
İncil bölümü.:LUKA
İncilden önceki kutsal kitaplar.:AHDİATİK
İncilden.:AHDİCEDİT
İnciler. : LEAL
İncirlerde döllenmeyi sağlayan sinek. : İLEK
İngiliz uluslar topluluğuna üye olan bağımsız ülkelere verilen ad.:DOMİNYON
İngiliz uzunluk ölçüsü. : İNÇ : YARDA
İngilterede at yarışı.:DERBY
İngilterede kullanılan bir ağırlık ölçüsü. : ONS
İnişli yer,bayır.: ŞEV
İnkaların atası olduğuna inanılan güneş tanrısı. : İNTİ
İnleme,inilti. : ENİN:NALE
İnleyen. : NALAN
İnorganik madde. : MİNERAL
İnsaf,haklılık. : NASFET
İnsan bedeni çevresindeki manyetik alan. : AURA
İnsan bilimi uzmanı. : ANTROPOLOG
İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti.:FANİ
İnsan kalabalığı.:CEMAAT
İnsan nüfusunu yapı,gelişme ve dağılım açısından inceleyen bilim.:DEMOGRAFİ
İnsan omzunda veya deve,fil,at gibi hayvanlara yüklenerek götürülen,üstü örtülü,tekerleksiz taşıt.: TAHTIREVAN
İnsan sever.:FİLANTROP
İnsan topluluğu. : CEMİYETİ BEŞERİYE
İnsan ve hayvan vücudunda çıkan kabarcık,şiş. : KOP
İnsan zihninin deney edinmeden önce,üzerine hiçbir şey yazılmamış bir tabletten farksız olduğunu belirtmek için deneyci filozofların kullandıkları deyim.:TABULARASA
İnsan,hayvan ve bitkilerin yapısını ve organlarının birbiriyle olan ilgilerini inceleyen bilim.:ANATOMİ
İnsan. :İN
İnsanbilim.:ANTROPOLOJİ
İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü.:TARAK
İnsandaki etkisi açısından tanımlanan ışınım dozu birimi.:REM
İnsanın yaratılış özelliği. : NATURA
İnsanın,makinenin veya çevrenin bir arada uyumlu ve verimli çalışmasını inceleyen bilim dalı.:ERGONOMİ
İnsanlar için tehlikeli olmayan bir örümcek türü.:TARANTULA
İnsanlar,dünya adamları. :ALEMİYAN
İnsanların ırklara ayrılışını,bunların nereden çıktığını,oluşumunu,yeryüzüne yayılışını,aralarındaki niteliklerini inceleyen bilim. : ETNOLOJİ
İnsanların ince bağırsağında yaşayan bir solucan türü. : TRİŞİN
İnsanüstü. : FEVKALBEŞER
İonya adalarından biri.: İTHAKİ
İpek ibrişim yapan kişi. : KAZAZ
İpek sargılı ip.Pamuk veya ipekten sicim. : KAYTAN
İpekli bir kumaş türü.:CANFES
İpekli peştamal.:FUTA
İpekli veya yünlü esnek dokunmuş kumaş.:JARSE
İpekten sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş bir tür beyaz ve ağır kumaş. : ABANİ
İplik eğirmek için kullanılan bir alet.:ÇIKRIK
İplik kangalı.:ÇİLE
İplik sarılan zıvana.:MASURA
İpliklerin boyanmak istenmeyen bölümlerinin ağaç kabukları,yapraklar veya balmumuyla sarılarak boyaya batırılması yoluyla uygulanan bir tür boyama tekniği. : İKAT
İpotek,rehin. : TUTU
İpucu. : KARİNE
İran Moğolları döneminde bastırılan bir tür kağıt para. : ÇAV
İran pilavı.:ÇİLAV
İran saray ve evlerinde avluya bakan,üç yanı açık sundurma.:TALAR
İran takviminde 6. ay.: ŞEHRİR
İran,Yemen ve Ummanın para birimi. : RİAL : RİYAL
İranda Sasani hükümdarlarına verilen unvan.:KİSRA
İranın plakası. : İR
İranın resmi haber ajansı.:İRNA
İri dişli törpü: RASPA
İri gövdeli bir papağan türü.:ARA
İri gövdeli ve kısa saplı bir tambura türü.:ÇÖĞÜR
İri gözlü kalbur : ÇİLİNGİR
İri kemik. :OMACA
İri kepekli un.:RAZMOL
İri köpek,,çoban köpeği.:ÇOMAR
İri muşmula. : BEŞBIYIK
İri taneli misket üzümü. : MALAGA
İri taneli misket üzümü.:MALAGA
İri taneli siyah üzüm çeşidi.:İRİKARA
İri taneli tahıl.:YARMA
İri ve boru biçiminde beyaz veya sarı renkli çiçeği olan bir süs bitkisi.: KALA
İri ve çok mayhoş bir elma cinsi. : HÜRYEMEZ
İri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. : İRİS : SÜSEN
İri ve uzunca taneli bir üzüm cinsi. : RAZAKI
İri ve verimli kiraz çeşidi. : VAN
İri yarı,kırıcı,sinirli,asık yüzlü kimse.: AZNAVUR
İribaş. : TETARİ
İrilik.:CESAMET
İrinli yara. : UFUNET
İrlanda Kurtuluş Ordusu. : İRA
İrlandanın plakası.:EİR
İrlandanın resmi adı. : EİRE
İrmik ve şekerle yoğrularak fırında pişirilen bir tür kurabiye.:ACIBADEM
İsa Derneği denilen bir Hıristiyan derneğinin üyesi.: CİZVİT
İsa Peygamberi ele vermesiyle tanınan Yahudi. : YAHUDA
İsa Peygamberin doğum ve gizli yaşam yeri olduğu sanılan bugünkü İsrail kenti. : NASIRA
İshak Peygamberin karısı ve Yakup Peygamberin annesi olan kadın. : REBEKA
İsilik. : ISIRGIN
İsimler. : ESAME : ESAMİ : ESMA
İskambil kağıtlarında karoya verilen ad.:ORYA
İskambil kağıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı,kalp biçiminde olanı.:KUPA
İskambil kağıtlarıyla oynanan bir oyun.:LASKİNE
İskambilde birli.:AS
İskambilde ikiliden altılıya kadar olan kağıtlara verilen ad. : KONÇİNA
İskambilde karo. : DİNERİ
İskambilde koz. : ATU
İskambilde sinek işaretine verilen bir başka ad. : İSPATİ
İskambilde vale,bacak,oğlan. : FANTİ
İskambildeki karo rengine verilen bir başka ad. : ORYA
İskambillerle oynanan bir oyun.: OHEL
İskandinav mitolojisinde ağıyla yakaladığı denizcileri okyanusta evine götüren,okyanus tanrısı Aegirin karısı.:RAN
İskandinav mitolojisinde,göksel güçlerin tanrısı.:THOR
İskandinav ülkelerine özgü üflemeli bir çalgı,tarih öncesi tunç korno. : LUR
İskele gibi yerlere yanaşan teknelere girip çıkmayı sağlayan tahta köprü,gemi merdivenine verilen ad. : DOSA
İskele kuşu,yalı çapkını. : BAHRİ
İskenderuna özgü bir fırtınanın yerel adı. : YARIKKAYA
İskoç erkeklerin giydiği kısa eteklik. : KİLT
İskorpitgillerden,Akdeniz ve Atlas Okyanusunda yaşayan lezzetli bir balık. : LİPSOS
İslam inancına göre ölüleri mezarında sorguya çeken iki melekten biri. (Diğeri Münkir). : NEKİR
İslam mimarlığında kara ve deniz sınırlarının önemli noktalarında yer alan korunaklı yapı. : RİBAT
İslam devletlerinde maaş yerine veya hizmet karşılığı olarak askere ve ricale bırakılan toprak. Padişahın toprak bağışlaması. : IKTA
İslam devletlerinde posta ve haberleşme örgütü.:BERİD
İslam dininde,Cebraile verilen bir ad.: RUHÜLKUDÜS
İslam dinine dönmüş olan. : AVDETİ
İslam hukuk bilgini.:FAKİH
İslam hukukunda zina suçu işleyenlerin taşlanarak öldürülmesi.:RECİM
İslam ordularında piyade erlerine verilen ad. : RACİL
İslam ülkelerinde kullanılan kimi mızraplı ve yaylı çalgıların ortak adı. Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz. : REBAB
İslamlıktan önce Arapların taptıkları bir put. : TAGOT
İslimle çalışan ağırlık kaldırma makası.: MAÇUNA
İspanya plakası. : E
İspanyada soylu kadınlara verilen onur unvanı. : DONA
İspanyada,Endülüs Araplarından kalma saraylara verilen ad.:ALKAZAR
İspanyol mutfağına özgü pirinç yemeği. : PAELLA
İspanyol tiyatrosunda güldürücü kısa oyun. : SAİNETE
İspermeçet balinası. : KAŞALOT
İsrail Hava Yolları. : ELAL
İsrail Kuzusuda denilen tavşan iriliğinde bir memeli hayvan.:DAMAN
İsrail parlamentosuna verilen ad.:KNESSET
İsrailde bir tür kooperatif tarım yerleşmesi.: MOŞAV
İsrailde ortak çalışma esaslarına göre oluşturulmuş tarımsal topluluk.: KİBUTZ
İsrailin para birimi. : ŞEKEL
İsrailin plakası. : İL
İstanbul boğazına adını veren tanrıça. : LO
İstanbul Rum Patrikhanesinde,patriklerle hükümet arasındaki işlere aracılık eden sivil görevlinin sanı. : LOGOFET
İstanbul Sarayburnu,Ankara Ulus,Konya ve Samsundaki Atatürk anıtları ile Afyondaki zafer anıtını yapan ünlü Avusturyalı heykeltıraş. : KRİPPEL
İstanbulda Orhan Seyfi Orhon tarafından çıkarılan haftalık dergi. : ÇINARALTI
İstanbuldaki Beyoğlu semtinin eski adı. : PERA
İstanbuldaki en eski Bizans kiliselerinden biri.:AYA İRİNİ
İstanbulun Ali Bey Deresi üzerinde,Mimar Sinanın en önemli yapıtlarından biri sayılan su kemeri : MAĞLOVA
İstanbulun eski adlarından biri. : ASİTANE : DERALİYE
İstanbulun Güneşli köyünde bir dere.: AYAMAMA
İstatistik. : ASAR: AMAR
İstatistikte,bir elemanlar topluluğunun düzenlenmiş biçimi.: MATRİS
İstavrit balığının küçüğü. : KIRAÇA
İste kurutulmuş ringa balığı.:FRİGA
İsteğe bağlı. : İHTİYARİ
İsteğine kavuşmuş olan,mutlu. : KAMRAN
İstek,arzu. : UMU
İstekli.:ŞATKA
İstenç yitimi. : ABOLİ:ABULİ
İstenmeyen diplomatik kişiler için kullanılan terim. : PERSONANONGRATA
İster istemez.:ÇARNAÇAR
İstikrar.:STABİLİZASYON
İstiridye,midye gibi kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan ağız kısmı demirden yapılmış bir ağ. : ALKARNA
İsveçte 26ya bölünmüş olan idari bölümlerden her biri. : LAN
İsveçte ortaya çıkan ,daha sonra başka ülkelerde de uygulanan ve yurttaşların idareden olan şikayetlerini inceleyen kamu denetçisi. : OMBUDSMAN
İsviçrede ırmak. : AARE
İsviçrede kanton. : URİ
İsviçrenin plakası. : CH
İsviçreye özgü ,ağaç kütüklerinden yapılma uzun saçaklı çatısı olan dağ evi .Kır köşkü. :ŞALE
İş bilimi. : ERGONOMİ
İş dünyasında başarılı ve hırslı genç insanlara yapılan bir yakıştırma. : YUPPİE
İş,hizmet buyruğu.:YUMUŞ
İşaret için yapılmış çentik veya iz.: KERTE
İşaret olarak kullanılan küçük bayrak.:FLAMA
İşe yaramaz,yıpranmış,bozulmuş,eskimiş eşya. : KURADA. : BATTAL
İşe yaramaz. : AMELİMANDA
İşini bilen,ölçülü ve hesaplı iş gören.:EVİRGEN
İşiten. : SEMİ
İşitme taşı.:OTOLİT : OTOSİST
İşleme,oya ve yazmalarda kullanılan ve adını aynı adlı bitkiden alan geleneksel Türk bezeme öğesi.:ÇARKIFELEK
İşlemede kullanılan altın suyuna batırılmış ince gümüş tel.:SIRMA
İşlenmemiş bakır.: GEN
İşlenmemiş,ekilmemiş toprak. : BOR
İşlenmiş timsah derisi. : KROKODİL
İşletmen. : OPERATÖR
İştahsızlık.:ANOREKSİ
İt dirseği. : ARPACIK
İtaat eden.:ESLEK
İtalyada manda sütünden üretilen, tadı hafif, dokusu pürüzsüz peynir türüne verilen ad. : MOZZARELLA
İtalyada 20. asır başında ortaya çıkan modern şiir hareketi.:HERMETİZM
İtalyada ve Güney Fransada üretilen kokulu bir likör. : AKUET
İtalyada yaşamış antik halk.: LATİN
İtalyanın Podan sonra en uzun nehri.:ADİGE
İtalyaya özgü bir tür peynir. : ROMANA
İtalyan mutfağına özgü bir cins pasta. : TİRAMİSO
İtenek. : PİSTON
İyi haber,iyi talip,uğur. : YOM
İyi haber.:BEŞARET
İyi konuşma. : BELAGAT
İyi nitelik,hayır.:MEYMENET
İyi nitelikli undan yapılan ince uzun ekmek.:FRANCALA
İyi terbiye edilmemiş vahşi binek hayvanı.Azgın at. : ALAŞA
İyi,güzel,mükemmel.: OFLAZ
İyi,hoş.:NİK
İyice dövülmüş ve uzun süre birlikte kaynatılmış et ve buğdayla yapılan bir tür yemek : KEŞKEK
İyice olgunlaşmamış ekin. : ALACATEK
İyiden iyiye. : ENİKONU
İyilik ederek gönül alma.: TALTİF
İyilik,lütuf,ihsan. : İNAYET: SALAH
İyilikler. : HASENAT
İyiliksever kimse..: NİMETŞİNAS
İyimser,optimist. : NİKBİN
İzafiyet. : RÖLATİVİTE
İzin belgesi.: İCAZETNAME
İzin,müsaade.:CEVAZ
İzlandanın plakası. : İS
İzmarit türü bir balık. : KUPES
İzmaritgillerden boyu 35 cm kadar olan bir Akdeniz balığı. : SARPA
İzmaritgillerden kemikli bir balık.:TRANÇA
İzmaritgillerden kılçıklı bir balık.:ÇİTARİ
İzmaritgillerden,boz renkli,beyaz etli bir balık.:KARAGÖZ
İzmaritgillerden,ılıman denizlerde yaşayan bir balık.:KUPES
İzmir tavlası da denilen ve daha çok Ege yöresinde oynanan bir tavla oyunu. : MÜSTECİR
İzmir ve Ayvalık yöresinde çokça bulunan,kumun 5-6 cm altında yaşayan lezzetli bir midye türü. : AKİVADES
İzmir yöresine özgü, özellikle sabah kahvaltısında yenilen bir çeşit börek. : BOYOZ
İzmirin Çeşme ilçesine bağlı turistik bir belde.:ALAÇATI
İzmirin Çeşme ilçesinin eski adı. : ERYTHARİ
İzmirin eski adı.:SMYRNA
İzmirin ilçesi Urlanın eski adı. : KLAZOMENDİ
İzmirin Kemalpaşa ilçesinin eski adı. : NİF
İzmirin Menderes ilçesindeki antik bir kent. : NOTİON : KLAROS
İzmirin Seferihisar ilçesindeki ünlü antik kent. : TEOS
İzmirin Selçuk ilçesinin eski adı.:AYASULUK
İzmir-Aydın karayolunda Türkiyenin en uzun tüneli. : SELATİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder