durumudur. Bu kimi zaman basına da yansıyabilir. Bir habere belirli bir süreden önce yayınlama yasağı getirilebilir; kimi gazete, dergi ve kitaplara da ambargo uygulanabilir. Özellikle bu tür bir ambargo, resmî ideolojilere ters düşüldüğünde uygulamaya konur.
Ambargo, tarihin belirli devrelerinde sıkça uygulanmıştır. Ambargoyu, devletler tek başlarına uygulayabildikleri gibi, bİraraya gelerek kurdukları örgütler vasıtasıyla da uygulayabilmişlerdir. Ambargo, özellikle XVIII.yy.da İngiltere'nin çokça başvurduğu siyasî bir misilleme yoluydu. Bu yol diğer Batılı ülkeler tarafından da her fırsatta uygulama alanına konuyordu. 1807'de, ABD, milletlerarası yükümlülüklerin çiğnendiği gerekçesiyle tüm ABD limanlarını Amerikan ya da yabancı ülke gemileriyle yapılan ihraç malları taşımacılığına kapattığı gibi. Büyük Britanya'dan yapılan ithalata da kısıtlamalar koydu. Başkan Jefferson'ın çıkardığı yasa gereğince konan bu ambargoya karşılık, Napoleon da kara ve deniz ablukasını başlattı ve kimi ABD gemilerine el koydurdu. İngiltere adına benzer bir deniz ablukasını ise, Pitt daha önceden başlatmıştı. I.Dünya Savaşı sırasında İngiltere, Fransa ve tarafsız ülkelerce de ambargo koyma yoluna gidildi. 1918'de tarafsızlık politikasını benimseyen Arjantin ve Şili, Alman gemilerini alıkoydular. 1940'da Norveç, İtalya'ya petrol taşımasına ilişkin bir yasaklama getirdi; İtalya da Norveç'e ambargo koydu. 1941'de İse, ABD savaşa resmen katılmadan önce, ABD karasularında yatan Alman, İtalyan, Danimarka, Fransız gemilerine el koyup kimi devletlerin ticarî aktiflerini de dondurdu. ABD, 1937'de İspanya İç Savaşı'yla ilgili olarak da bir ambargo uyguladı. Sovyet Rusya, İtalya ve Almanya bu iç savaşla doğrudan İlgilendiler, İngiltere ile Fransa da ilgisiz kalmadılar. ABD ise, İspanya İç Savaşı'na herhangi bir şekilde bulaşamamak için yeni bir tarafsızlık kanunu çıkardı; savaşan taraflara silah ve malzeme satışını yasakladı. 1970'lerin başında da ABD ile Rusya arasında anlaşmazlık başgösterince, ABD, Rusya'ya karşı bir tahıl ambargosu uygulama yoluna gitti. 1974'de petrol üreten Arap ülkeleri, hem İsrail'e, hem de İsrail'e karşı siyasetini değiştirmeye zorlamak için Batılı sanayii ülkelerine petrol ambargosu uyguladı. 1974'te Kıbrıs'da girişmek zorunda kaldığı Barış Harekâ-ti'ndan ötürü, Amerikan Kongresi, 5 Şubat 1975'den İtibaren Türkiye'ye silah ambargosu uyguladı. Nato çerçevesi içinde gösterilen bütün askerî malzemeye ambargo koydu. Türkiye'nin yaklaşık 185 milyon dolarlık ve bedelinin büyük bir kısmı ödenmiş silah siparişleri de bu ambargonun kapsamına alındı.
Devletlerin tek başlarına uyguladıkları ambargolar kadar, kimi örgütler vasıtasıyla konan ambargolar da az değildir. Bunlardan biri 1935'tc uygulanmıştır. 1935'te Faşist İtalya, Habeşistan'ı İşgal etti. Bu olay Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgesindeki kuvvet dengesini önemli ölçüde etkiledi. Çünkü İtalya denizaşırı bir ülke olan Habe§istanı kuvvetli bir donanma ile ele geçirmişti. Bu gücün ortaya çıkışı diğer devletleri endişelendirdi. Bunun üzerine, Milletler Cemiyeti bir kararla İtalya'ya karşı ambargo uyguladı. İtalya'ya silah, stratejik malzeme ve maddeler satma ile kredi açma yasaklandı, örgütler vasıtasıyla uygulanan ambargolardan biri de 1951'de gerçekleşti. Kore savaşı sırasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ambargoya başvurdu. Savaşın yapıldığı bölgelere ve savaşan taraflara silah ve stratejik malzeme gönderilmesini yasakladı. 1990 yılında da Birleşmiş Milletler, A.B.D.nin Kuveyt'i işgal etmesi sebebiyle Irak'a uyguladığı ambargonun, aldığı bir kararla diğer ülkelerce de uygulanmasını sağlamıştır.
İster karada, İster denizde ve havada uygulansın, ambargonun etkisini gösterebilmesi, ambargo uygulayan ülkenin milletlerarası politik, askerî ve ekonomik gücüne bağlıdır doğrudan doğruya. Bir devlet ne kadar güçlü ise, uyguladığı ambargo da o denli güçlü bir şekilde kendini gösterir. Bu gözardı edilemez bir gerçektir. Bununla beraber ülkedeki politik bütünlüğün uygulanan ambargolarda söz sahibi olduğu da saklanamaz.
(SBA)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder