Bu tür anlayışlarda adak ile Tanrı'nin veya insanüstü bir gücün hoşnutluğu sağlanmak islenirken; biryandan da adak sayesinde bazı isteklerin kabul edilebileceği inancı göze çarpmaktadır. Yaratıcının insanların dünyevi bazı istek ve arzularını, onlarla belirli bir alışveriş sonucu tayin etmesinin sözkonusıı olmadığı dikkatten uzak tutulmaktadır.
İslam'ın konuya bakışı diğer din ve anlayışlardan tamamen farklıdır. Öncelikle adak, dünyevi maksatlar içici yapılmamakla; adağın yapılması, Allah'ın rızasını kazanmayı hedef almaktadır. İslam'da adağın, kişinin dünyevi çıkarı ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Allah rızası için Kur'an okumayı, sadaka vermeyi veya bir kurban kesmeyi kendi kendine adayan kişi bunu yapmak zorundadır. Adağın yapıldığı şekilde yerine getirilmesi vaciptir. Ayrıca adak, günah olmayan bîr iş veya davranış olmalıdır. Türbelere mum, tel vb. şeyler adamak, İslâm dininde haram olan davranışlardandır. İslamî çerçeve içinde yer atan adakta, kişinin Allah'ın rızasını kazanmak üzere kendinden bir fedakarlık yaptığı ve bunun karşılığında ondan birşey bckleyemeyeceği anlaşılmaktadır. Bir işe bağlı olarak yapılan adaklar varsa da, sırf Allah rızası için yapılanlar kadar samimiyeti ifade etmezler. Kur'an-ı Kerim'dc adaktan Dehr; 7, Al-İ İmran, 35 ve Hacc; 29 ayetlerinde söz edilir. İslâm'da adak kurban kesme şeklinde olabileceği gibi, inzivaya çekilme, oruç tutma gibi daha değişik şekillerde de olabilir. I şifimi açıdan adaktan adağı adayan kişinin yakınları yararlanamazlar. Bu da adağın İslâmi bir toplumda yardımlaşma ve kardeşlik duygularını pekiştiriei bir unsur olduğunu göstermektedir.
Adak tavrıyla insanlar, adı ne olursa olsun; kendinden yüce olan bir varlığa sığınma ve onun hoşnutluğunu kazanma gibi bir davranışın gerekliliğini farkctmİşlerdir. Aynı zamanda, kendilerinden gelen bir fedakarlığın o yüce kudreti memnun edeceğini de kavramışlardır. Bu haliyle adak, insandaki Allah inancının köklülüğünü göstermektedir.
Sami ŞENER
Bk. İbadet; Allah; Din Sosyolojisi; Kültür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder