KDPS'de En Çok Çıkan Kelimeler - 3


Dabble: su serpme; suyla uğraşmak


Damage: zarar, zarar vermek


Deadline: son teslim tarihi


Dealer: satıcı, tacir Decade: on yıl


Deception: aldatma, hile


Deceptive: aldatıcı, yanıltıcı


Decline: gerileme, zayıflama


Dedicate: adamak; ithaf etmek


Defeat: yenme, bozguna uğratmak


Deficient: eksiz yetersiz, noksan


Delicate: nazik, hassas, narin


Delight: sevinç, zevk, haz,


Denial: inkar, yok sayma


Deny: inkar etme


Depict: göstermek, dile getirmek


Deplore: teessüf etmek, üzülmek


Dept: borç


Desperate: ümitsiz; gözü dünmüş


Despondent: ümitsiz, meyus


Determine: belirlemek, tespit etmek azimli, kararlı


Detest: nefret etmek, tiksinmek


Device: alet, aygıt


Devote: ,,-e adamak


Diluted: sulandırılmış, su katılmış


Diminish: azaltmak, küçültmek, eksiltmek


Discipline: disiplin


Discourteous: nezaketsiz, kaba


Discreet: saygılı, dikkatli ve nazik


Discretion: basiret, sağduyu, tedbir, ihtiyat


Discuss: tartışma, münazara etmek


Disease: hastalık


Disgraced: gözden düşmüş; itibarsız; yüz karası


Disgust: iğrenme, tiksinme, midesini bulandırma


Dishonest: sahtekar


Disintegrate: parçalamak, bölünmek


Disposition: eğilim, mizaç, düzen, tertip


Dispute: tartışma


Dissolve: çözmek, dağıtmak, yok olmak


Distinguish: Ayırmak, ayırt etmek, seçkin, ünlü, kendine yer edinmiş


Distrust: güvenmemek


Ditch: hendek, ark, kanal


Divert: başka yöne çevirmek; saptırmak


Divide: bölmek, ayırmak


Divulge: ifşa etmek, açığa vurmak


Doubt: şüphe, kuşku


Drift: sürüklenmek


Drowsy: Sleepy uykulu, uyku veren


Duplicate: Copy kopyasını yapmak


Dwindle: giderek azalmak


Eagerness: şevk, istek, arzu


Edge: kenar; avantaj


Efficient: verimli, randımanlı


Elevation: kaldırma, yükseltme; terfi


Embark: (on) gemiye binmek; başlamak


Embarrassment: utanma, mahcubiyet


Emerge: meydana çıkmak


Emit: yaymak, çıkarmak


Employer: iş veren


Encouraging: teşvik edici, cesaretlendirici


Endearing: sevdiren


Enhance: değerini, gücünü, güzelliğini arttırma, süslemek, genişletmek


Enlarge: büyütmek, genişlemek


Enlighten: aydınlatmak


Enthusiastically: şevkle, hararetle


Envy: kıskanma, gıpta etme


Equivocal: Ambiguous iki anlama gelebilen


Espionage: casusluk


Essential: gerekli


Examine: tetkik, muayene etmek, sorguya çekmek


Excessive: aşırı, haddinden fazla


Exchange: karşılıklı değişmek


Excuse: mazeret


Exempt: bağışık; muaf; hariç tutmak


Exhausted: bitmiş, tükenmiş, yorgun


Exhibition: sergi


Existence: varlık


Exotic: Unusual


Expand: genişle(t)mek, büyümek


Expedition: yolculuk; sefer


Explicit: açık, sarih


Explore: keşif, inceleme gezisi


Explorer: kaşif seyyah


Expose: ifşa etmek; ışığa tutmak; korunmasız bırakmak, maruz bırakmak; teşhir etmek; pozlamak


Exposure: ifşa; korunmasızlık; poz


Extensive: büyük, derin, kapsamlı


Extremely: oldukça fazla


Fabric: kumaş, doku


Fact: gerçek, olgu


Faint: Indistinct donuk, baygın


Far: uzak; çok


Fatigue: yorgun, bitkin; yormak


Fearsome: dehşetli, korkunç


Feasible: yapılabilir, mümkün


Feeble: zayıf, kuvvetsiz


Fever: ateş, hararet; humma


Firing: Ateşleme; pişirme; işten atma


Fiscal: mali


Flawless: kusursuz, defosuz


Flee from: kaçmak, firar etmek


Flip: fiske atmak; keçileri kaçırmak; hayran olmak; küstah


Float: yüzmek, su üstünde kalmak, bir şeyi oluruna bırakmak


Floor: zemin


Fluctuate: inip çıkmak


Flushed: kızarmak, utanmak


Foggy: sisli


Fool: aldatmak, şaka yapmak, kandırmak


Foolishness: aptallık, budalalık


Forecast: tahmin etmek


Forestall: erken davranıp önlemek


Fortunate: şanlı, talihli


Frank: açık sözlü, içten, samimi


Frightened: korkmuş


Fume: pis kokulu gaz, yaymak


Futile: boşuna, beyhude


Gain: kazanmak, elde etmek


Generation: kuşak


Genuinely: hakikaten, gerçekten


Giggle: kıkırdamak


Gist: ana fikir


Gleeful: neşe dolu


Globe: küre


Global: küresel


Goods: mallar, eşya


Govern: yönetmek, idare etmek


Governmental: yönetimle ilgili

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder