ders notları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ders notları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kpss rehberlik notları

Öğrenci kisilik hizmetleri: Okulda öğrenciye öğretim çalısmalarından ayrı, sınıf öğretimi
dısında sağlanan ve öğrencinin duygusal, sosyal, fiziksel yönden bir bütün olarak sağlıklı bir sekilde
gelismesine yardım eden hizmetleri kapsar. Çağdas eğitimde, öğrencilerin kisisel gerçeklesim
gereksinimlerini karsılamaya yönelik hizmetlere kisilik hizmetleri denir.
Öğrenci kisilik hizmetlerinin amacı:
Eğitim süreci içersinde öğretim ve yönetim etkinliklerine paralel olarak, öğrencinin eğitim
öğretim etkinliklerinden üst düzeyde yararlanmasını sağlamak ve öğrenim basarısının
yükselmesini gelistirmek,
Öğrencinin güçlü bir kisilik gelistirmesine ve çevreye uyum sağlamasına,
Öğrencinin duygusal, sosyal, fiziksel yönden ortam hazırlamak bir bütün olarak sağlıklı bir
sekilde gelismesine olanak sağlayacak eğitim ortamını yaratmak, giderek öğrencinin kapasitesi
ölçüsünde gelismesine ve kendini gerçeklestirmesine yardım etmektir.
Amacı, öğrencinin eğitim ortamından en yüksek düzeyde yarar sağlayabilmesi için gerekli
imkanları hazırlamak ve varolan engelleri kaldırmaktır.
Öğrenci kisilik hizmetlerinin kapsamı:
Sağlık Hizmetleri: Öğrencilerin sağlıklarını korumaya yönelik her türlü hizmeti kapsar. Tüm
öğrencileri kapsayan sağlık taramaları yapılarak sağlık sorunu olan öğrencilerin kontrolleri
yapılır. Aileyle isbirliği içinde öğrencinin tedavisi sağlanır.
Sosyal Yardım Hizmetleri: Öğrencilere burs ve kredi olanakları sağlayarak parasal yardımda
bulunmak, gereksinim duyan öğrencileri yurt ya da pansiyonlara yerlestirmek, kantin ve
yemekhaneler aracılığıyla beslenme olanakları sunmak, okula rahat gelis ve dönüsleri
kolaylastırmaya yönelik ulasım hizmetleriyle gereksinim duyan öğrencilere is bulmak gibi
çesitli hizmetleri kapsamaktadır.
Sosyal ve Kültürel Hizmetler: Öğrencilere, bos zamanlarını en verimli biçimde
değerlendirebilmeleri için eğitim vererek olanaklar sunmak, öğrencilerin ilgilerine göre
yönelebilecekleri sportif, sanatsal, kültürel etkinlikleri planlamak ve yürütmek gibi.
Özel Yetistirme Hizmetleri: Öğrencilerin öğrenim basarılarını desteklemek, basarısızlıkları
önlemek, gereksinim duyan öğrencileri akademik yönden daha da gelistirebilmek için özel
olarak yetistirmek, öğrencilerin özel yeteneklerini ortaya çıkarmak ve gelistirmek için
çalısmalar yapmak, gereksinim duyan öğrencilere çesitli kurs olanaklarını sunmak.
Rehberlik Hizmetleri: Kapsamında,
Psikolojik danısma
Bireyi tanıma
Bilgi toplama ve yayma
Yönlendirme ve yerlestirme
Oryantasyon
Müsavirlik (Konsültasyon)
Arastırma ve değerlendirme
Đzleme
Çevre ve veliyle iliskiler
Bu 9 hizmet alanını merkezinde “Psikolojik danısma” hizmeti yer almaktadır.
Rehberlik:
Bireyin en verimli bir seklide gelismesini, doyum verici uyumlar sağlamasında gerekli olan
tercihleri, yorumları, planları yapmasına, kararlar vermesine yarayacak bilgi ve becerileri
kazanmasına, bu tercihlerle kararları yürütebilmesi için bireye yapılan sistemli ve profesyonel
bir yardım.
Bireyin kendini anlaması, çevredeki olanakları tanıması ve doğru kararlar vererek özünü
gerçeklestirebilmesi için yapılan sistematik ve profesyonel yardım süreci.
Kendini anlaması, problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması, kapasitelerini gelistirmesi,
çevresine sağlıklı ve dengeli bir uyum göstermesi, böylece kendini gerçeklestirmesi için uzman
kisilerce bireye yapılan psikolojik yardımlar.
Ortak noktalar:
Rehberlik bireye yardım etme isidir.
Rehberlik yardımı bireye dönüktür.
Rehberlik hizmetleri sistemli olarak ve profesyonel düzeyde sunulabilir.
Rehberlik, bir süreçtir.
Rehberliğin esası, bireyin kendini gerçeklestirmesine yardım etmektir.
Rehberlik problemli bireylere yönelik bir hizmet değildir.
Rehberliğin Amacı:
Okullarda rehberliğin amacı; öğrencilerin kendini gerçeklestirmelerine yardım etmektir.
Maslow’a göre, insanın temel ihtiyaçları hiyerarsisinin en üst basamağında yer alan “kendini
gerçeklestirme” insan davranıslarına yön veren tek ve temel güdüdür.
Rehberliğin Đlkeleri:
Rehberliğin temelinde, insan hak ve sorumluluklarıyla yakından ilgili, demokratik ve insancıl
bir anlayıs yatar.
Rehberlik uygulamaları her okulun amaç ve özellikleriyle öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun
alanlarda yoğunlastırılmalıdır.
Rehberlik anlayısı, her türlü çalısmasıyla öğrenciyi merkeze alan bir eğitim anlayısını öngörür.
Rehberlik hizmetlerinde süreklilik, gönüllülük ve danısan danısman iliskisinde gizlilik esastır.
Rehberlik, eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Rehberlik ve eğitim karsılıklı olarak birbirine
bağımlıdır.
Rehberlik uygulamalarında öğrenciyle ilgili herkesin ortak anlayısı ve isbirliği içinde olması
gerekir.
Rehberliğin Öğretimle Đliskisi
Öğretim toplu halde bulunan, oldukça kalabalık gruplara verilen bir hizmettir, rehberlik ise
bireysel bir yardımdır. Rehberlikte öncelikle bireye, bazı hallerde küçük gruplara yardım söz
konusudur.
Rehberlik hizmetlerinden yararlanmak zorunlu değildir. Oysa öğretim zorunludur.
Öğretimde değerlendirme vardır; öğrencinin, müfredat programında saptanan davranısları ne
ölçüde gelistirdiği bir sınavla değerlendirilir. Rehberlikte ise değerlendirme söz konusu değildir.
Rehberlik bireyin iç dünyasına, yasantılarına, kısaca duygusal yasamına yönelmis hizmetlerdir.
Öğretim etkinliklerinin konuları ise bireyin dısında olup bitenlere, nesnel dünyaya yöneliktir.
Rehberliğin Ortaya Çıkmasını Gerektiren Gelismeler
1. Sosyo – Kültürel ve Ekonomik Etkenler
Hızlı değismeler sonucu topluma uyumun güçlesmesi
Aile yapısının ve fonksiyonun değismesi
Toplumun nitelikli insan gücünü ihtiyacının artması
2. Felsefi ve Psikolojik Etkenler
Toplumda demokratik fikir ve düsüncelerin gelismesi
Demokrasinin eğitime etkisi
Psikoloji/Psikometrideki gelismeler
Rehberlik Modelleri
1. Parsonian Modeli: Đlk mesleki büroyu açmıstır. Rehberlik alanında yapılan ilk çalısma mesleki
rehberliktir. Parsonian insanların ilgi ve yeteneklerini saptamaya çalısmıs. Çalısması eğitim
kurumlarından bağımsız olduğu için elestirilmistir. Parsonian’ın amacı, endüstri bölgelerinde is
aramakta olan bir çok vasıfsız göçmenin, kısa bir eğitim programından geçtikten sonra uygun
bir ise yerlesmesine yardımcı olmaktı.

2. Eğitimle Kaynastırılmıs Rehberlik Modeli: Brewer, eğitim ve rehberlik kavramlarının özdes
kavramlar olduğunu belirtmistir. Amaç ve yöntemleri bakımından aynı olduğunu belirtmistir.
Brewer rehberlik çalısmalarını eğitime tasımıstır. Brewer’in yapmıs olduğu is bilgi verme isidir.
Grupla çalısmıstır, grupla rehberlik çalısması yapmıstır. Yaptığı en önemli is ise rehberlik
saatini olusturmasıdır. Brewer de bireysel farklılıkları dikkate almadığı için elestirilerden
nasibini almıstır. Brewer’e göre rehberlik, her seyden önce eğitimin bir parçasıdır ve baslıca
amacı, bireyin okula ve okul dısındaki çevresine uyumunda yardımcı olmaktır. Brewer’e göre,
bir okulda rehberlik hizmetlerinin amacı bireylerin kendilerini tanımalarına, bireysel
özelliklerini koruyarak baskaları ile isbirliği yapabilme gücünü gelistirmelerine yardımcı
olmaktır. Eğitimde rehberlik uygulamalarına yer veren ilk modeldir.
3. Klinik Yaklasım Modeli (Özellik – Faktör): Parsonian’ın modelinden etkilenilmis. Bireyi
tanımak öncelikli amaçtır. Bireyi tüm yönleriyle tanımak temel amaçtır. Bireyi tanımak için çok
sayıda ölçme aracı gelistirmisler; psikometri, toplu dosya sistemi falan. Bu model bireye karar
vermede yardımcı olmadan önce, onun ayrıntılı olarak incelenmesine ağırlık verir. Uzmanın
görüsleri ve otoritesi ön plandadır.
4. Karar Vermeye Yardım Süreci Olarak Rehberlik: Katz, Tiedeman, Jones baslıca
temsilcileri. Bu kisiler rehberliği karar verme süreci olarak tanımlamıslardır. Tiedeman eğitimin
kesintiler yarattığını, yani bireyi, sık sık karar vermeyi gerektiren yol ayrımlarına getirdiğini
ileri sürmekte ve rehberliği, bireye bir hedef seçme ve o hedefe götürecek araçları belirlemede
yardımcı hizmet olarak görmektedir.
5. Gelisimsel Rehberlik (Kapsamlı Model): Rehberliğin gelisim sürecine yardım olarak gören
yaklasım, bireyi sürekli gelisim basamağını hazırlayıcı bir değisim süreci olarak kabul eden
görüslerden kaynaklanmaktadır. Kendisinden önceki modellerin eksikliklerini kapatmıs.
Günümüzde hala geçerliğini korumaktadır. Ülkemizde de popüler. Gelisimsel rehberlik çok
yönlüdür. Gelisimsel rehberlik anlayısı bireyi bir gelisme süreci içinde gördüğü için, gözlenen
davranısların kalıcı olmadığını, belli bir gelisim basamağına özgü olabileceğini ve
değisebileceğini kabul eder. Dört temel üzerinde yapılandırılmıstır:
Gelisimin ilkeleri
Gelisimin belirleyicisi (Kalıtım, çevre)
Gelisim dönem ve görevleri
Gelisim ihtiyaçları
Rehberliğin Kapsamı/Hizmet Alanları
1. Psikolojik Danısma: Tüm rehberlik hizmetlerinin özünü olusturur. Bireyin karar verme,
problem çözme gereksinimi karsılayarak gelisimi ve uyumunu sürdürmesiyle kendini
gerçeklestirmesine yardımcı olmak için bireyle yüz yüze kurulan psikolojik yardım iliskisidir.
Psikolojik danısma hizmetleri diğer rehberlik hizmetleri arasında daha teknik ve mutlaka
uzman personel tarafından sunulabilecek hizmetlerden olusur. Okullarda, gelismek, kendini
çesitli yönleriyle tanımak isteyen, çesitli uyum sorunları olan, karar verme güçlüğü çeken,
geleceğe dönük öğrenim meslek seçme planları bulunan, kisisel ve sosyal problemleri olan,
basarısızlık, gerginlik ya da zorlanmalar vb. yasayan öğrencileri, psikolojik danısma
hizmetinden yararlanılabilir. Öğrencilerin yanı sıra öğretmenler ve veliler öğrencilere dertsek
olabilmek için, hem kendi kisisel sorunlarına çözüm bulabilmek ve gelismek, hem de kendini
çesitli yönleriyle tanımak amacıyla psikolojik danısma hizmetlerinden yararlanabilirler.
Psikolojik danısma alanı kendine özgü kurumsal temelleri olan, çesitli yaklasımlara göre farklı
yöntem ve teknikleriyle kendine özgü amaç ve ilkeleri, anlayısı, etik kuralları bulunan
profesyonel bir alandır. Psikolojik danısma hizmeti, alanda yetismis uzman kisiler, yani,
psikolojik danısmanlar tarafından sunulabilir. Danısan – danısman iliskisi vardır. Danısan,
yardımı alan kisidir. Her rehber öğretmen danıslığı yapamaz. Klinik psikolojinde farkı; tedavi
yoktur danısma hizmetidir. Hasta ve hastalık terimler yoktur. Bunu ilk ortaya atan Hümanistlik
Psikolojisidir yani Rogers’tır. Psikolojik danısma, ya bir kurama göre ya da ekollere göre
yapılmalıdır. Psikolojik danısma hizmetleri “bireysel” ve “grupla” psikolojik danısma seklinde
sunulabilir. Grupla yapılan çalısmaların bireylere iletisim, kisiler arası beceriler, empati gibi
duygular gelisir. Birey kendi sorunlarından baska insanları görünce kendisine güvenilirlik artar.
Rehberlik ve psikolojik danısmanın amacını en genis anlamda tanımı ise; bireyin kendini
gerçeklestirmesine yardım etmektir.
Hümanistlik anlayısa göre: Danısandan hız alan yaklasımdır diğer adı. Danısman yönlendirici
değildir. Sadece danısanın kendini gerçeklestirmesine yardımcı olmasını belirtmislerdir. Yol
gösterme yapmaz aktif dinleme yapar. Neden sorusu sorulmaz.
Davranısçılık: Bireyin öğrenme yasantılarına odaklanılır. Eğer bir takım sorunlar var ise bu
yanlıs öğrenmelerden kaynaklamaktadır. Temelinde bireye yeni öğrenme yasantıları
sunulmalıdır. Birey daha olumlu davranmayı öğrenebilir.
Bilissel yaklasım: Bireyin daha çok duygu ve davranısların temelinde düsünceler yatığını öne
sürmüstür. Düsündüğümüz gibi duygulanırız ve davranırız. Otomatik düsünceler ve fonksiyonel
olmayan düsünceler vardır. Hedef fonksiyonel olmayan davranıslardır.
Bilissel – Davranısçı: Đsin içine ödevler giriyorsa ve düsünceler de hakimse bu akıma girer.
Rasyo – emosyonel (Akılcı – duygusal) yaklasım: Bilissel akımdan etkilenmis. Akıla çok
önem vermektedir. Duygularını mantık yürütür. Kisiyi açık bir sekilde yönlendirilir.
Psikanalitik: Davranıs sorunlarının nedeni bilinçdısıdır. Cinsel ve saldırgan güdülerden
kaynaklanır. Bu yüzden bilinçdısı analiz edilmelidir. Yöntem ise serbest çağrısım yöntemidir.
Rüya analizi.
Gestalt: Temsilcisi F. Perls’tir. Kisinin davranıslarını bir bütün olarak ele almıslardır.
2. Bireyi Tanıma: En temel amacı bireyin kendisini tanımasına yardımcı olmaktır. Hem testler
hem de test dısı teknikler uygulanır. Bireyi tüm yönleriyle tanımak avantajlıdır. Bireyi tanıma
kavramı, bireyin kendisini yine kendisinin tanıması; ayrıca bireyi bir baskasının tanıması olmak
üzere iki boyutlu vurgulanmaktadır. Bireyi tanımanın asıl amacı, onun kendisini tanımasına,
kendisinin baskalarından olan farklılıklarını görmesine yardım etmektir. Kendisini çesitli
yönleriyle tanıyan birey doğru, gerçekçi kararlar verebilir. Öğrencileri çesitli yönleriyle tanımak
amacıyla ilgili envanterleri, yetenek ve basarı testleri, kisilik test ve envanterleri gibi test
tekniklerinin yanı sıra, gözlem, görüsme, otobiyografi, sosyometri, bil – kim, sosyodrama,
psikodrama, derecelendirme ölçekleri, anket, arzu listeleri, problem tarama testleri gibi test dısı
çesitli tekniklerden yararlanılmaktadır. Öğrencilere okul rehberlik hizmetlerinde sunulması
gereken birinci hizmet alanıdır.
3. Bilgi Toplama Ve Yayma: Öğrencinin gereksinim duyduğu her türlü bilgiyi, onun
yararlanmasına sunmak için yapılan çalısmalardır. Eğitim sürecinin öğretim boyutu ile çok
yakından iliskilidir. Bilgi toplama ve yayma hizmetleri kapsamında;
Okul içi programlar, seçmeli dersler, ders ya da sınıf geçme kosulları,
Üst öğretim kurumları ve programlar hakkında ayrıntılı bilgiler,
Sosyal, kültürel ve eğitsel kollar,
Meslekler ve is, mesleklerin gerektirdiği ilgi, yetenek ve kisilik özellikleri, kaybolan ve gelisen
meslekler, mesleğe giris kosulları, çalısma, meslekte yükselme, is güvencesi, ücret sosyal statü,
emeklilik vb.
Yurt içi ve yurt dısı öğrenim ve istihdam olanakları, hakkında doğru, eksiksiz ve güncel bilgiler
toplanmakta, bilgiler tasnif edilmekte ve öğrencilerin yararlanması için sunulmaktadır.
4. Yönlendirme ve Yerlestirme: MEB tarafından yönlendirme, “temelde öğrencinin eğitim süreci
içinde bireysel ve toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde yönelmesine yardımcı olmak, kendisini
bütünlüğü içinde tanımasına, meslek gelisimine iliskin davranısları kazanmasına, kararlar
vermesine ve geleceğini planlamasına yönelik bilimsel hizmetleri, süreklilik içinde öğrenciye
vermek için, düzenlenen etkinliklerin tümü olarak tanımlanmıstır. Yerlestirme hizmetleri
ilgileri, yetenekleri, kisilik özellikleri, basarı düzeyleri ve gereksinimleri doğrultusunda, okul içi
programlara, üst okullara ve mesleklere yönlendirilen öğrencilerin buralara yerlestirilmesi için
gerekli olan yardım çalısmalarını kapsar. Öğrencilerin okul içinde bir program, ders kurs ya da
bölüm; bir eğitsel kol, sosyal ve kültürel etkinliğe; yarı zamanlı ya da yasam boyu sürecek bir
ise yerlestirilmeleriyle ilgili çalısmalar, yerlestirme hizmetleri kapsamında yer almaktadır.
www.kpsscafe.com
5. Oryantasyon: Oryantasyon çalısmalarım amacı, öğrencilerin okula uyumunu kolaylastırmaktır.
Oryantasyon hizmetleri; eğitim kurumlarında, okula yeni gelen öğrencileri, katıldıkları yeni
ortama alıstırmak, okulun kuralları, isleyisi, olanakları hakkında bilgi vermek ve böylece okula
uyumlarını kolaylastırmak amacıyla yapılan çalısmaları kapsar. Sürekli bir hizmettir. Salt
dönem basında yapılmaz.
6. Müsavirlik: Müsavirlik hizmetlerinin amacı, okuldaki yönetici ve öğretmenlerin, daha yeterli
ve ortak bir rehberlik anlayısına sahip olmalarını, okulun tüm olanaklarını bu anlayısa uygun
olarak kullanmalarını sağlamaktır. Müsavirlik hizmetleri, doğrudan öğrencilere dönük olmayan,
ancak, okul yönetici öğretmenlerini, rehberlik hizmetleri konusunda bilgilendirip ve
yönlendirerek rehberlik hizmetlerinin etkililiğini artırmaya yardım eden bir hizmettir. Rehberlik
hizmetlerinin etkinliğini artırmaktır, öğrenciyi dolaylı yoldan etkiler. Okullarda müsavirlik
hizmetleri kapsamında su çalısmalar yapılabilir:
Sınıfların, öğrenme ve ruh sağlığı açısından uygun ortamlar haline getirilmeleri ve
öğretmenlerin, sınıftaki rehberlik uygulamalarına katılmaları için, öğretmenlerle yardımlasmak.
Sınıf öğretmenleri ve eğitsel kol öğretmenleriyle isbirliği yapmak.
Öğrencilerini çesitli yönlerden tanımak amacıyla çesitli teknikleri kullanmak ve sonuçlarından
yararlanmak isteyen öğretmenlere yardım etmek.
Okul rehberlik programını hazırlama ve uygulamada, okul yöneticisi ve öğretmenleriyle
yardımlasmak. Okulda düzenlenen çesitli toplantılarda psikolojik danısma v rehberlik hizmetleri
hakkında yönetici ve öğretmenlere bilgi vermek, rehberlik hizmetlerinden yararlanma yollarını
açıklamak.
Okul eğitim programının, öğrencilerin ilgi, gereksinim ve gelisim özelliklerine uygun hala
getirmesi; okulun olanaklarının rehberlik hizmetleri kapsamında daha rasyonel olarak
kullanılmasında yönetici ve öğretmenlerle isbirliği yapmak.
Rehberlikle ilgili olarak hazırlanmıs her türlü yazılı, basılı dokümanları, yönetici ve
öğretmenlerle paylasmak. Yönetici ve öğretmenlerin okumaları gereken yazılı dokümanları
rehberlikle ilgili tüm personele sunmak.
7. Arastırma ve Değerlendirme: Okullarda uygulanan psikolojik danısma ve rehberlik
programlarının her yıl gelistirilip yenilenmesi gerekir. Bu programları gelistirme ve yenileme
ancak arastırma ve değerlendirme çalısmalarıyla sağlanabilir. Öğrencilerin ilgi, gereksinim ve
gelisim durumlarıyla çevresel olanak ve kosullar konusunda arastırma inceleme ve
değerlendirme çalısmalarının yapılması gerekir. Psikolojik danısma ve rehberlik hizmetlerinin
gerçekçi ve etkili olup olmadığı, rehberlik hizmetlerini sunmaya nereden ve nasıl baslanacağı,
arastırma ve incelemelere dayalı sayısal veriler ve kanıtlar kullanılarak değerlendirebilir.
Okullarda yapılabilecek arastırma, inceleme ve değerlendirme konuları söyle sıralanabilir:
Öğrencilerin mesleki ilgi, yetenek ve kisilik özellikleri, benlik algısı, temel gereksinimleri,
uyum sorunları, problemleriyle sosyal iliskileri ve sosyal destek sistemlerinin incelenmesi.
Öğrencilerin öğrenim basarılarıyla yeteneklerinin karsılastırılması, basarıyı etkileyen etmenlerin
belirlenmesi ve öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin saptanması.
Okulun özelliklerinin, sahip olduğu kosul ve olanakların incelenmesi.
Psikolojik danısma ve rehberlik hizmetleri kapsamında kullanılacak çesitli test ve test dısı ölçme
araçlarının gelistirilmesi ve bu araçların geçerlik ve güvenirlik çalısmalarının yapılması.
Öğrencilerin seçebilecekleri program, okul ve mesleklerin incelenmesi; kaybolan, gelisen ve
yeni ortaya çıkan mesleklerle mesleklere göre yurt içi ve yurt dısı istihdam olanak ve
kosullarının arastırılması.
Psikolojik danısma ve rehberlik alanındaki bilimsel gelismelerin yapılan arastırmaların
izlenmesi ve incelenmesi.
8. Đzleme: Herhangi bir rehberlik hizmeti verdikten sonra sonuçlarını takip etmek. Rehberliğin
kendisine bir dönüt niteliği tasır. Böylece rehberlik hizmetinin sağlıklı yapılıp yapılmadığı
kontrol edilir. Đzleme hizmetlerinin amacı; psikolojik danısma ve rehberlik hizmeti alan
öğrencilerin yeni ortamlarına nasıl bir uyum gösterdiklerini, gelisim durumlarını, yaptıkları
tercihleri yerlestirme hizmetlerinin yerindeliği hakkında bilgi edinmek için sunulan, psikolojik
danısma ve rehberlik hizmetinin değerlendirilmesine yönelik veri toplamaktır.
9. Çevre ve Veliyle Đliskiler: Okul psikolojik danısma ve rehberlik hizmetlerinin etkililiğini
arttırmak için, çevre ve veliyle sağlıklı iliskilerin kurulması ve sürdürülmesi yerinde olur.
Velilerle iliskilerin amacı, okul aile isbirliğini güçlendirmek ve velilerin kendi çocuklarını
sağlıklı biçimde desteklerine yardımcı olmaktır.
Rehberlik Çesitleri (Rehberlik Hizmetlerinin Sınıflandırılması)
A. Hizmetin verildiği kisi sayısına göre: Kisi sayısı ölçüt alındığında rehberlik hizmetleri bireysel
rehberlik ve grup rehberliği olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
B. Hizmetin verildiği kuruma göre: Rehberlik, eğitim kurumlarında daha yakın olmakla beraber;
rehberlik hizmetleri eğitim, sağlık, sosyal yardım ve endüstri kurumlarında yer almaktadır.
Rehberlik hizmetleri sağlık kurumlarında daha çok ruh sağlığını koruma islevini üstlenirken,
sosyal yardım kurumlarında ağırlıklı olarak uyum sorunlarının çözümü islevini üstlenmektedir.
C. Verilen hizmetin islevine göre rehberlik:
• Ayarlayıcı rehberlik: eğitim programlarının öğrencileri gelisim özelliklerine, ihtiyaçlarına
uygun olması.
• Yöneltici rehberlik: Karar verme yönlendirme ile ilgili hizmetlerdir.
• Önleyici rehberlik: Çıkabilecek disiplin sorunlarını, uyum sorunlarını çıkmadan önlemek.
• Gelistirici rehberlik: bireyin gelisim dönemlerine özgü o dönemin temel niteliklerini
kapsaması. Sağlıklı bir eğitim sürecini olusturma.
• Uyum sağlayıcı: Uyum sorunlarının giderilmesi.
• Kriz yönelimli rehberlik: Okuldaki kritik sorunlu konulara odaklanmak.
• Tamamlayıcı rehberlik: Eğitimdeki hedeflerin önemli bir tamamlayıcısıdır.
D. Hizmetin verildiği öğretim kademesine göre rehberlik:
Okul Öncesi Eğitimde Rehberlik Hizmetleri: Okulöncesi eğitim döneminde rehberliğin
islevi, çocuğun temel ihtiyaçlarının sağlıklı bir sekilde doyurulmasına ve gelisim görevlerinin
gerçeklestirilmesine yardımcı olmaktır. Oyun ve grup etkinlikleri çok önemlidir.
• Kisisel Rehberlik Alanında: Çocuğun kendini kabulü, özgüveni gelistirme, olumlu bir
benlik kavramı olusturma, sosyallesmeyi sağlama hedeflerine yönelik planlanmıs etkinlikler
amaçlanır.
• Eğitsel Rehberlik Alanında: Okul ortamını tanıma bazı kurallara uyum sağlayarak
ilköğretime hazır olma hedefi esastır. Bu anlamda çocuğun okulu sevmeyi, okumaya eğitime
karsı güdülenmesi ve eğitsel basarıda gerekli olan bazı temel becerileri kazanması amaçlanır.
• Mesleki Rehberlik Alanında: Mesleki gelisim döneminin baslangıcı olarak çocukta bir
meslek fikrinin olusmaya baslaması, is yapma, üretme sürecine iliskin olumlu tutumlar
gelistirmesi gibi bu döneme özgü mesleki gelisim görevlerinin gerçeklesmesine yönelik
etkinlikler planlanır. Bu dönemde esas olan oyunlar, drama etkinlikleri, bedensel egzersizler
yoluyla planlanan hedefler gerçeklestirilmeye çalısılır.
Đlköğretimde Rehberlik Hizmetleri: Çocuğun sağlıklı bir kisilik kazanmasına çalısmaktır.
Öğrencinin kendini tanıması, ilgi, yetenek ve özelliklerini mesleki yönelmeler yapması
amaçlanır.
• Mesleki Rehberlik Alanında: Đs ve mesleklere iliskin olumlu tutumlar ve eğerler kazanma,
meslek seçenekleri incelemek, eğitsel ve mesleki kararlar arasındaki iliskileri görmek, kendine
uygun kararlar almak, planlar yapmak.
Ortaöğretimde Rehberlik Hizmetleri: Bu dönemdeki rehberlik hizmetlerinin önemi, bu
yaslardaki öğrencilerin gelisim ihtiyaçlarına ve bu ihtiyaçları karsılamada okuldan beklenen
islevlere dayanır. Oldukça bunalımlı geçen bu dönemin sağlıklı asılabilmesi eğitimde gence
yönelik psikolojik hizmetleri zorunlu hale getirir. Ortaöğretimde rehberlik hizmetlerinde yine
“gelisimsel rehberlik” esastır. Bu dönemde yapılan rehberlik çalısmalarında ailesiyle isbirliği
yine önemlidir.
• Kisisel Rehberlik Alanında: Kisisel ve sosyal rehberlik alanında, ergenin kisilik
bütünlüğünü kazanması, yetiskinler dünyasına hazırlaması, yasam felsefesini olusturması,

kendine güvenen, sosyal iliskilerde basarılı bir genç olarak yasadığı ortama değisikliklere aktif
uyum sağlaması amaçlanır.
• Eğitsel Rehberlik Alanında: Ergenin kendini tanıması, çevrede kendine açık eğitim
olanaklarının öğrenmesi, gizilgüçlerini gelistirmesi için uygun ortam ve fırsatlar sağlaması
amaçlanır.
• Mesleki Rehberlik Alanında: Đs ve çalısma yasamına iliskin gerçekçi değerlendirmeler
yapması, kendine uygun seçenekleri tanıması ve uygun kararlar alması amaçlanır.
Yükseköğretimde Rehberlik Hizmetleri: Üniversite öğrencileri, 18 – 22 yas dilimindeki
nüfusun, yükseköğretim amaçları açısından ilk ve ortaöğretimden farklıdır. Bu düzeyde,
gençlere belli is, meslek alanlarında derinlemesine bilgi daha ileri düzeyde beceri, tavır ve
davranıslar kazandırılmaya çalısılır. Gencin genel kültür yönünden gelismesi ve “aydın
entelektüel” olması amaçlanır. Yükseköğretim kurumlarında rehberlik hizmetleri 1982 yılında
yeniden düzenlenmistir. Bu yeni düzenlemeyle her üniversitede “Mediko sosyal, Sağlık,
Kültürel ve Spor Đsleri Dairesi” kurulması uyarınca hükme bağlanmıstır.
• Kisisel Rehberlik Alanında: Kisisel ve sosyal rehberlik alanında; gencin yetiskinler
dünyasında yer alabilecek kimlik ve rolleri gelistirmesi, yasam felsefesini, değerler sistemini
olusturması, bir yetiskin olarak yasama katılma konusunda gerekli donanımlara sahip
olmasına, kendine güvenli hale gelebilmesine yardımcı hizmetler yer alır.
• Eğitsel Rehberlik Alanında: Öncelikle eğitim ortamına alıstırmak, kütüphaneden
yararlanma, eğitsel güçlükleri giderme, akademik basarıyı sağlayıcı becerilerin
kazandırılması, eğitsel planlar yapmaya yardım gibi hizmetler bu kapsamda düsünülür.
• Mesleki Rehberlik Alanında: Gencin kendini bir meslek alanında daha yeterli düzeyde
hazırlanmasına, mesleki tutum ve davranısları gelistirmesine yardım amaçlanır.
Konu Alanlarına Göre Rehberlik Hizmetleri
1. Mesleki Rehberlik: Çalısma kavramını öğrenmek
Ginzberg: Mesleki gelisim kuramcısıdır.
Mesleki gelisim bir süreçtir. Bu süreç geri dönülmezdir. Bu süreç büyük ölçüde geri
dönülmezdir. Bu süreç önemli ölçüde uzlasmayı içerir. Dönemleri:
Fantezi Dönemi (5-11): Çocuğun meslek yönelimlerine hayali.
Geçici seçim dönemi (11-17): Deneme dönemidir. 4 alt asaması var.
Đlgi asaması: Đlgilerini kesfeder.
Yetenek asaması: bu mesleklerin gerekliliklerini kendinde denetler.
Değer asaması: Kendi değerlerini ve ilgi duyduğu mesleğin değerlerini karsılastırır.
Geçis asaması: Bir mesleğe karar verip mesleğin eğitimini alırken mesleğin inceliklerini kesfeder.
Gerçekçi dönem (17-23):
Kesfetme: Mesleğin eğitimin alırken kesfetme gerçeklesir.
Billurlasma: Kendi ilgilerini ve mesleğin gerekliliklerini algılar.
Belirleme: Her sey net bir sekilde ortaya çıkar.
Super (Benlik kavramı/Kavramsal model)
Đnsanın benlik algısıyla mesleki tercihlerini etkilediğini söylemis. Doğumdan ölüme kadar
incelemis.
Büyüme evresi (0-14): Kisi hayali yönelimlerde bulunur.
Arastırma evresi (14-24):
Deneme (14-17): Denemelerde bulunur. Meslekleri kesfeder.
Sınama ve Đzleme (22-24): Meslekte çalısır ama hala kendisini sınar, izler. Đslerin yolunda gidip
gitmediğine bakar.
Yerlesme Evresi (22-44): Mesleğe bağlanma. Çıkabilecek en üst noktaya ulasma.
Koruma evresi (45-64): Geldiği noktayı koruma.
Çöküs (65-):
Holland – Kisilik Tipleri
Gelisim kuramcısı değil. Belirli kisilik tipleriyle mesleki tercihleri izlemis. Temel kisilik tipleri:
Gerçekçi, arastırıcı, artistik, soysal, girisimci, geleneksel,
Roe – Đnsan Đhtiyaçları
Moslow’dan etkilenmis. Moslow’un ihtiyaçları sıralamasında ki en üst konumunda olan
“kendini gerçeklestirme” basamağından sonra, bilme, anlama, estetik ihtiyaçları koymustur.
Anne baba tutumlarının çocuk üzerinde ki tutumlarını incelemis.
Çocuğunu asırı değer verme, meslekte sorumluluk almaz. Çocuğunu reddetme, savunmacı tipler
olurla, sürekli dikkat çekmek isterler.
2. Eğitsel Rehberlik: Öğrenmeyi öğrenmek.
3. Kisisel Rehberlik: Yasamayı öğrenmek .
Bireyi Tanıma Teknikleri
1. Test Teknikleri:
Maksimum Yeterlik Testleri: Belirli bir alanda bireyin yeterliğini en üst noktasını belirlemek.
Basarı ve yetenek testleri olarak ikiye ayrılıyor.
Basarı: Bireyin belirli bir konuda bilgisi ölçülebiliyor. Buda ikiye ayrılıyor.
Öğretmen yapımı: Öğretmenin sınav yapması gibi.
Standart testler: Çok büyük gruplara uygulanan testler ÖSS
Yetenek: Eğitsel ve mesleki rehberlik. Zeka testi gibi. Yetenek bir zihinsel güç, potansiyeldir.
Tipik Davranıs Testleri:
Kisilik: Projektif ve standart olmak üzere ikiye ayrılıyor. Projektif testler kisiye bir takım
resimler gösterilir ve gördüğü sorularak kisilik tahlilleri yapılır. Standart da ise kisiye
sorulan sorulara cevaplar seçenekler olarak verilir.
Tutum: Tutum, bir olayı, durumu, objeye karsı davranıslarımızı etkileyen düsünce duygu
ve davranıs eğilimleridir.
Đlgi envanteri: Yönlendirme hizmetinde ön plandadır. Eğitsel, mesleki rehberliklerde
kullanılır. Olumsuz boyutu yoktur.
2. Test Dısı Teknikler:
Gözlem ve gözleme dayalı teknikler:
Gözlem:
Sistemli: Ortam yapılandırılmıstır. Gözlemin asamaları belirlenir.
Sistemsiz: Ortama müdahale yoktur.
Bu iki durumda da yanlılık olduğu için gözlemciler birden fazla olmalıdır.
Anektod (olay kaydı): Gözlem sonuçlarının kaydedildiği durum. Yorumcunun yorumları
kaydedilir. Gözlemden farkı; bir olay ortaya çıkar bir öğrenci arkadasıyla kavga eder.
Derecelendirme ölçekleri: Gözlem sonucu her zaman, bazen… gibi sonuçlarla doldurulması.
Devamını Oku

Hukuk fakültesi ders notları indirin

Devamını Oku

Din ve Güzel Ahlak ders notları

7.Sınıf 2.Ünite
DERS NOTLARI:
1. DİNDAR OLMAK GÜZEL AHLAKLI OLMAYI GEREKTİRİR
Her din kötülüğü yenmek, iyiliği egemen kılmak için gelir. Bunun için bireylerin güzel ahlaklı olmalarını ister. Bireyleri ahlaklı olan toplumlar da ahlaken yücelirler. Bu bakımdan dindar olmak güzel ahlaklı olmayı gerekli kılar.
İslamiyet’in bütün buyrukları, öğütleri, insanın kötü davranışlardan kurtulmasını amaçlar. Güzel huylarla bezenmek için kişinin içgüdülerine hakim olması gerekir. Bunun yolu ise iradeyi güçlendirmektir. İslam dini, insana, kendisini kolayca kontrol altına alabilmenin yollarını göstermiştir.
Güzel ahlaklı olabilmek için öncelikle kuvvetli bir imana sahip olmalı, özümüzle sözümüz bir olmalıdır. Yalan söylememeli, olduğumuzdan farklı görünmeye çalışmamalıyız. Bundan dolayı Kuran'da "Ey inananlar! Yapmadığınız şeyi niçin yaptığınızı söylüyorsunuz?" buyrulmaktadır. Güzel ahlak peygamberimizin ahlakıdır. ''Güzel ahlak, insana verilen nimetlerin en iyisidir. ''
2. DİN, GÜZEL AHLAKLI OLMAMA NASIL KATKI SAĞLAR?
Din, ahlaklı olmak yolunda bizi teşvik eder. Çünkü dindar bir insan için ahlak kuralları aynı zamanda Allah'ın buyruklarıdır. Bu sebepten dindar insan, ahlaki görevlerini yaparken aynı zamanda sevap da kazanır; ahlak kurallarını çiğnemesi halinde de günah işler. Böylece din ahlaka kuvvetli bir yaptırım gücü sağlar.
Din aynı zamanda peygamber vasıtasıyla insanlara canlı, güzel ahlaklı bir insan örneği de gösterir. insanlar güzel ahlaklı insanın nasıl olması gerektiğini peygamberlerin davranışlarından kolayca öğrenebilir. Güzel ahlaklı olabilmek için her konuda peygamberimizi örnek almak, insana büyük bir kolaylık sağlar.
2.1. Dinim Benden Güvenilir insan Olmamı İster
Dinim benden güvenilir bir insan olmamı ister. insanlara örnek olarak gönderilen peygamberimiz, bütün insanların güvendiği bir insandı. Bu sebepten ona "Güvenilir Muhammed'' anlamına gelen "Muhammedü'I-Emin" adı verilmiştir.
Dinimizin adı İslam’dır. İslam’a inanan insana Müslüman denilir. Peygamberimiz Müslüman’ı ''Elinden ve dilinden başkalarının güvende olduğu kimse.'' 1 şeklinde tarif ederek nasıl olmamız gerektiğini belirtmiştir Ben de güvenilen bir insan olduğum zaman, dinimin istediği gibi bir Müslüman olmuş olurum.
2.1.1 Üzerime Düşen Görevleri Yaparım
Doğadaki her şey bir düzene göre yaratılmıştır ve hepsinin bir görevi vardır. insan da aynı düzenin bir parçasıdır ve onun da görev ve sorumlulukları vardır. insanın diğer varlıklardan üstün bir yanı bulunmaktadır. Diğer varlıklar, insan gibi akıllı olmadıkları için, üzerlerine düşen görevleri içgüdüleri ile yapmaktadırlar. insan ise,
görevlerini aklını kullanarak yerine getirmektedir. Güvenilir insan olabilmek için, üzerimize düşen görevlerimizi eksiksiz yerine getirmemiz gerekir. Ben de görevlerimi her zaman eksiksiz yerine getirmeye çalışırım.
2. 1.2 Verdiğim Sözde Dururum
Güvenilir insan olmanın gereklerinden birisi de verilen sözde durmaktır .Ben de
her zaman verdiğim sözde durmaya çalışırım.
Dinimiz, verilen sözde durmaya çok önem vermiştir. Bir antlaşma yaptığımız zaman ona uymamızı, bir söz verdiğimiz zaman gereğini yapmamızı emretmiştir. Dinimizin en önemli amacı, insanların mutlu ve huzurlu olmalarını sağlamaktır.
Yüce Allah Kuranıkerim'de bu konuda: ''Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir. '' 2, ''Ey iman edenler! Yaptığınız sözleşmeleri yerine getirin!'' buyurmaktadır .
2. 1.3 Emanete ihanet Etmem
Emaneti korumak, insan olmanın bir gereğidir. Kendilerine güven duyulan insanlar , emanetleri titizlikle korurlar .Peygamberimiz emanete ihanet eden kişinin olgun bir insan olamayacağını bildirmek üzere;
''Bir Müslüman’a ihanet eden kişi, bizden değildir.''4 buyurmuştur.
Toplumun huzur ve mutluluğu, insanlar arasındaki güven duygusunun varlığına bağlıdır. Emanete ihanet eden, iki yüzlü davranan insanların oluşturduğu toplumda birlik ve beraberlikten söz edilemez.
2.1.4 Kötülüğe Yaklaşmam
Dinin istediği gibi güvenilir bir insan olabilmek için her türlü kötülükten uzak durmalıyım. Çünkü kötülük yapmayı alışkanlık haline getirilen insanlar, güvenilmeyen insanlardır.
Dinimizde iman esasları; insanı, iyilikleri işlemeye, kötülüklerden kaçınmaya ve görevlerini yerine getirmeye teşvik eder. ibadetler ise; insanı ahlaken olgunlaştıran, kötülüklerden uzaklaştıran birer araç gibidir. Çünkü ibadet ederek kötü arzuları yenmeye alışırız. Böylece kötülüklerden uzaklaşırız.
2.1.5 Hiçbir Konuda Doğruluktan Ayrılmam
Doğruluk, kişinin işine, sözüne ve düşüncesine yalan, yanlış, hile karıştırmaması demektir. Bu anlamda doğruluk; insanın içi ile dışının, özü ile sözünün bir olması demektir. Söyledikleriyle yapıp ettikleri arasındaki uyumun adı, kısaca doğruluktur.
Dinimiz her zaman doğru ve doğrudan yana olmamızı istemektedir. Yalan söylemeyi, ölçü ve tartıda hile yapmayı, iftira atmayı, yalan yere şahitlik etmeyi yasaklamaktadır.
Ben de hiçbir konuda doğruluktan ayrılmamaya çalışırım. Yüce Allah'ın istediği gibi, kendisine güvenilen bir insan olmaya gayret ederim.
2. 1.6 Kimsenin Arkasından Konuşmam
insanların arkasından konuşmaya dinimizde gıybet adı verilir. Gıybet insanların hoşlanmayacağı şeyleri arkalarından söylemektir. Bu çok kötü bir huydur.
insanların arkasından konuşmak, iki yüzlü davranmaktır. Arkasından konuştuğu insanın yüzüne bir şekilde davranır, arkasından başka bir şekilde davranır. Bu ise doğruluktan ayrılmak demektir.
Kuranıkerim insanların arkasından konuşmayı kötü görmekte, tiksindirici bulmakta ve bundan sakınmamızı istemektedir. Herkesin güvenini kazanmış olan peygamberimiz de hiç kimsenin arkasından konuşmamıştır. Ben de insanların arkalarından konuşmamaya özen gösteririm. Çünkü arkamdan konuşulmasını istemem.
2.1.7 Kıskançlıktan, Yalan ve İftiradan Kaçınırım
Kıskançlık, insanı içten içe kemiren çok kötü bir huydur. Kıskanç kişi aslında kendisini küçük düşürür, kendisine zarar verir. Çünkü bu gibi insanlarla kimse dostluk ve arkadaşlık kurmak istemez. Bu sebepten yalnız kalırlar. Kıskançlık, insanları saldırgan yapar, kıskandığı kimseye çeşitli zararlar vermesine yol açar.
Kuranıkerim, kıskançlılığı reddeder. Dinimiz, insanlar arasında sevgi ve saygıya dayalı bir kardeşlik ortamı oluşturmayı hedefler. Kıskançlık, insanları birbirine düşürür, kardeşlik bağlarını zedeler. Peygamberimiz:
"Birbirinize hiddetlenmeyin, birbirinize haset edip kıskanmayın. Birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kullan, kardeş olun.'' sözüyle kıskançlığın kötülüğüne açık bir şekilde işaret etmiştir .
Dinimiz, kişiye ve topluma bu kadar zararlı olan bir davranışa izin vermez. Allah, insanları yalandan kaçınmaya ve doğru olmaya çağırmıştır. Bunlarla ilgili olarak Kuran’da çok sayıda ayet vardır. işte bunlardan iki örnek:
''. ..Yalan sözden kaçının!''
''. ..Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!''
Yüce Allah, insanlardan doğru olmalarını, yalandan uzak durmalarını istemektedir. insanın aleyhine bile olsa, doğruluk ve adaletten ayrılmamak gerekir. Kuran bunu şu cümlelerle çok açık bir şekilde dile getirir.
''Ey iman edenler! Kendinizin, ana, babanızın ve yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için doğruyu söyleyen şahitler olun ve haktan yana olup adaleti yerine getirmeye çalışın. Hak ve adalet konularında heveslerinize uymayın...''
''Peygamberimiz de doğruluğa sarılmayı emreder, yalanın kötülüğe, kötülüğün ise cehenneme götüreceğini bildirir. '' Bu demektir ki insan, yalan söylemeyi alışkanlık haline getirirse kötülüklere yakın olur. Bunun sonucunda da cezalandırılır.
iftira, kelime anlamıyla kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma anlamına gelir; bu da bir kimseyi yapmadığı bir kötülükle suçlamak demektir. iftira etmek, çok kötü bir davranıştır. Ne insanlığa ne de Müslümanlığa sığar.
iftira edenler kötülüğe alet olurlar. iftira etmek, aynı zamanda kul hakkı yemektir. Kul hakkı yiyenler, mutlaka cezasını görürler. Yani insanlara haksız yere kötülük edenler daha sonra yaptıklarının karşılığını bulurlar. Ayrıca iftiracı kimselere asla güvenilmez. Kuran iftirayı hoş görmediğini şu şekilde açıklar:
"Mümin erkeklerle mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve bir günah yüklenmişlerdir. ''
2. 1.8 Başkalarını Hor Görmem
Başkalarını hor gören insanları kimse sevmez. Toplumda sevilen, güvenilen insanlar, başkalarını hor görmeyen insanlardır. Başkalarını hor gören kişiler, kendilerinde büyüklük gören insanlardır. Bir insanın kendisini üstün görmesi başkalarını hor görmesini sebep olur. Bu kaçınılması gereken bir kötülüktür.
Yüce Allah, başkalarını hor gören insanları sevmediğini şu şekilde bildirir: "insanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah,
kendini beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez. ''
6 2.2. Dinim, Kendini Geliştiren Bir İnsan Olmamı ister
Dinin özü güzel ahlaktır. Güzel ahlaklı olmak her zaman iyiliğe yönelmek, kötülüklerden kaçınmakla mümkün olur. Güzel ahlak sahibi olan insanlar, güvenilir insanlardır. Çünkü bu insanlardan kimseye bir zarar gelmez.
insanın güvenilir bir kişi olabilmesi için, alanıyla ilgili gelişmeleri izlemesi gerekir. Gelişmeleri izlemeyen insanlar kendilerini geliştiremezler. Kendilerini geliştiremeyen insanlar ise yaşadıkları çağa ayak uyduramazlar. Yaşadıkları çağa ayak uyduramayan insanlar, çağın gerisinde kalırlar, çağdaşları arasında yer bulamazlar. Sonuçta yok olup giderler .Bu sebepten dinim benden, kendini geliştiren bir insan olmamı ister.
2.2.1 Allah, Öfkemizi Yenmemizi ister
Öfke; engelleme, incinme ya da gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık halidir. Çabuk öfkelenen, öfkesini yenemeyen insanlar, aşırılığa kaçarlar, saldırgan olurlar. Saldırgan kişiler etrafındaki insanlara güven vermezler, kalıcı arkadaşlık ve dostluklar kuramazlar.
Allah peygamberimizi örnek almamızı istemiştir. Onu örnek almamız, onun gibi öfkemizi yenmemiz, yumuşak huylu olmamız demektir. Peygamberimiz, öfkesini yenen, yumuşak huylu olan insanı, baş pehlivanlardan daha güçlü bir insan olarak tanıtır: ''Güçlü insan; güreş meydanlarında başkalarını yenen değil, öfkelendiğinde kendine hakim olandır.'' 1 buyurur.
2.2.2 Allah, Hatasından Dönmek isteyenlere Doğru Yolu Gösterir
işlediği bir günah ya da suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar vermeye tövbe etmek denir. Allah, samimi olarak tövbe eden herkesin günahını affeder. Yeter ki insan, pişman olup af dilesin. Bunun gibi yanılıp yanlış yola sapanlara Allah fırsat verir, hatalarını anlayıp af dilemeleri için açık kapı bırakır.
Allah, hatasından dönmek isteyenlere yardım eder, onlara doğruyu gösterir. Fatiha suresinde Allah’ım Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin yoluna eriştir. '' şeklinde dua etmemizi ister .
2.2.3 Zorluklarla Baş Etmesini Bilirim
Dinimin istediği anlamda kendini geliştiren bir insan olabilmek için zorlukların üstesinden gelmem gerekir .
insan hayatta karşılaştığı zorluklarla, sıkıntılarla baş etmesini öğrenmelidir. Karşılaştığı zorlukların üstesinden gelemeyen insanlar, başarılı olamazlar. Başarılı olabilmek için karşılaştığımız olumsuzluklara karşı sabırlı olmamız gerekir.
Zorlukların üstesinden gelebilmek için başka insanlarla yardımlaşmak da gerekir. Bundan dolayı başkalarıyla iş birliği yapamayan, yalnız kalan insanlar zarar görürler.
Zorluğu yenmenin yolu, onun üzerine gitmektir. Bunun için insanın hem kendini yetiştirmesi hem de kendine güvenmesi gerekir. Bir de insan kararlı ve azimli olmalıdır. Zorluktan kaçanlar, başarılı olamazlar.
2.2.4 Davranışlarımda Doğru Bilgiye Dayanırım
insanın bilinçli yaptığı her davranışı bir bilgiye dayanır. Doğru davranışlarda bulunabilmek için her zaman doğru bilgilere sahip olmak gerekir.
Allah, bizim daima doğru bilgiye dayanmamızı ister. Kötü niyetle uydurulan sözlere uymamayı tavsiye eder .Çünkü doğru bilgiye dayanmayanlar , kolayca kötülük işleyebilirler. Bu sebepten güvenilmez, günahkar (fasık) bir insanın getirdiği haberlerin aslını araştırmamızı istenir:
''Ey inananlar! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize yanarsızın.'' 1
2.2.5 Görgü Kurallarına Uyarım
Görgü kuralları insan ilişkilerini düzenler, nerede nasıl davranılması gerektiğini öğretir. Bunlar, toplumun iyi ve güzel kabul ettiği kurallardır. Görgü kurallarının oluşmasında o toplumun dininin, ahlakının, gelenek ve göreneklerinin etkisi büyüktür.
Görgü kuralları, insanlar arası ilişkileri düzenler. Bu sebepten çok çeşitli alanları kapsar. Bunlar; misafirlik, yemek, yolculuk, kılık kıyafet ve konuşma ile ilgili kuralıları kapsayabilirler. Bu konularda toplumunuz tarafından kabul edilmiş olan görgü kurallarını şu şekilde açıklayabiliriz:
2.2.5.a. Misafirlik
Misafirlikte uyulması gereken bazı görgü kuralları vardır. Misafirliğe gitmeden önceye ait görgü kurallarının bir kısmı şu şekilde ifade edilebilir: Gidilecek yere veya kişiye önceden haber vermek, temiz ve düzgün giyinmek, buyur edilmeden içeriye girmemek, kapıyı açana güler yüzle selam vermek.
Misafirlikte uyulması gereken görgü kuralları ise; gösterilen yere oturmak, güler yüzlü olmaya özen göstermek, yapılan ikramları geri çevirmemek ve beğenmezlik etmemek, ayrılırken teşekkür etmek, ev sahibini rahatsız etmemeye özen göstermek gibi kurallardır.
2.2.5.b. Yemek Yerken
Yemek yerken uyulması gereken görgü kurallarına "yemek yeme adabı'' da denilmektedir. Yemeğe otururken eller yıkanmalı, yemeğe "besmele'' ile başlanmalı, ağza büyük Iokma alınmamalıdır. Ağızda yemek varken konuşmamalıdır. Yemekten kalkmadan önce Allah'a dua etmeli, yemekten sonra eller yıkanıp dişler fırçalanmalıdır.
2.2.5.c. Yolculukta
Yolculuğa çıkarken giyeceklerin temiz olmasına dikkat etmeliyiz. Yolculuk uzun sürecekse yedek giysiler almalıyız. Yolculuk sırasında başkalarını rahatsız edecek şekilde konuşup şakalaşmamalıyız. Hasta, yaşlı ve çocuklu kadınlara yer vermeliyiz. Başkalarını rahatsız edici kokular sürünmemeli, soğan, sarımsak gibi kokan şeyler yememeliyiz. Sürücülerin dikkatini dağıtacak davranışlardan kaçınmalıyız.
2.2.5.d. Kılık Kıyafette
Kılık-kıyafette en önemli görgü kuralı, temiz ve ölçülü giyinmektir. Allah, sevgili peygamberimizden, elbiselerinin temizliğine dikkat etmesini istemiştir.
Kılık-kıyafette temizlik yanında, düzgünlük ve sadelik de önemlidir. iyi giyinmek pahalı giyinmek değil, temiz, sade ve uyumlu giyinmektir.
2.2.5.e. Konuşmalarda
Konuşma konusunda da uyulması gereken görgü kuralları vardır. ''Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.'' atasözü, bu kurallardan birini dile getirmektedir. insan, konuşmalarında tatlı dilli, güler yüzlü olmalıdır. Kırıcı, sert ve anlaşılmaz konuşmalardan kaçınmalıdır.
Konuşma kurallarına uymak için başkalarının sözünü kesmemeli, söz istemeden konuşmaya başlamamalıyız. Büyüklerle konuşurken saygılı olmalı, konuşmalarda gıybet ve dedikodu yapmamalıyız. Övgü ve yergide ölçülü olmalı, kedimize söylenmesini istemediğimiz bir sözü başkalarına söylememeliyiz.
Konuşmayla ilgili bir atasözü, çok ölçülü ve dikkatli konuşmayı ister: ''Dil dokuz boğumdur, boğ boğ söyle!'' Yusuf Has Hacib, Kutadku Bilig adlı eserinde şöyle der: ''Başın süsü yüz, dilin süsü söz, yüzün süsü gözdür.''
2.2.6 Savurganlıktan Kaçınırım
Kendimizi geliştiren bir insan olabilmemiz için, harcamalarımızda aşırılıktan kaçınıp ölçülü olmamız gerekir. insanın malını. mülkünü ve parasını ölçüsüzce, yerli yersiz harcamasına savurganlık denir. Savurganlığın bir adı da israftır.
Savurganlık sadece malda, mülkte, parada yapılmaz. Zaman ve sağlık savurganlığı da vardır. Zamanını boşa harcayan kişi de zamanı israf eder. Bunun gibi sağlığına dikkat etmeyen, içki, kumar ve benzeri alışkanlıklarla sağlığını bozan kimse de sağlığını israf eder.
Dinimiz malların korunması için savurganlığı yasaklar. Savurganlığın zararı kişinin kendisi ile sınırlı kalmaz; aileye, çevreye ve topluma kadar uzanır. Savurganlık, ülkeye ve ulusa zarar verebilecek boyutlara ulaşabilir. Örnek olarak bilinçsizce ormanları tüketenler, ulusal serveti boşuna harcamış olurlar. Ulusal serveti gelişi güzel harcayanlar, ulusu gelirsiz bırakırlar.
Kuranıkerim savurganlık yapmamızı şu şekilde yasaklar:
"Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur açıkta kalırsın,,
3. MAUN SURESİNİ EZBERLEYELİM VE ANLAMINI ÖĞRENELİM
Bismillahirrahmanirrahim
''Eraeytelllezi yükezzibü biddin. Fezalikellezi yedü’ulyetim ve La yehuddu ala ta'amilmiskin. Feveylun Iilmusallin ellezine hüm an salatihim sahun. Ellezine hüm yüra'une ve yemneunel maun.''
ANLAMI
"Ey Muhammed Dini yalan sayanı gördün mü? Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmağa yanaşmayan kimse işte odur Vay o namaz kılanların haline ki, onlar kıldıkları namazdan gafildirler, Onlar gösteriş yaparlar Onlar eğreti olarak bas" şeyleri dahi vermezler:
Devamını Oku

Din ve Güzel Ahlak ders notları

7.Sınıf 2.Ünite
DERS NOTLARI:
1. DİNDAR OLMAK GÜZEL AHLAKLI OLMAYI GEREKTİRİR
Her din kötülüğü yenmek, iyiliği egemen kılmak için gelir. Bunun için bireylerin güzel ahlaklı olmalarını ister. Bireyleri ahlaklı olan toplumlar da ahlaken yücelirler. Bu bakımdan dindar olmak güzel ahlaklı olmayı gerekli kılar.
İslamiyet’in bütün buyrukları, öğütleri, insanın kötü davranışlardan kurtulmasını amaçlar. Güzel huylarla bezenmek için kişinin içgüdülerine hakim olması gerekir. Bunun yolu ise iradeyi güçlendirmektir. İslam dini, insana, kendisini kolayca kontrol altına alabilmenin yollarını göstermiştir.
Güzel ahlaklı olabilmek için öncelikle kuvvetli bir imana sahip olmalı, özümüzle sözümüz bir olmalıdır. Yalan söylememeli, olduğumuzdan farklı görünmeye çalışmamalıyız. Bundan dolayı Kuran'da "Ey inananlar! Yapmadığınız şeyi niçin yaptığınızı söylüyorsunuz?" buyrulmaktadır. Güzel ahlak peygamberimizin ahlakıdır. ''Güzel ahlak, insana verilen nimetlerin en iyisidir. ''
2. DİN, GÜZEL AHLAKLI OLMAMA NASIL KATKI SAĞLAR?
Din, ahlaklı olmak yolunda bizi teşvik eder. Çünkü dindar bir insan için ahlak kuralları aynı zamanda Allah'ın buyruklarıdır. Bu sebepten dindar insan, ahlaki görevlerini yaparken aynı zamanda sevap da kazanır; ahlak kurallarını çiğnemesi halinde de günah işler. Böylece din ahlaka kuvvetli bir yaptırım gücü sağlar.
Din aynı zamanda peygamber vasıtasıyla insanlara canlı, güzel ahlaklı bir insan örneği de gösterir. insanlar güzel ahlaklı insanın nasıl olması gerektiğini peygamberlerin davranışlarından kolayca öğrenebilir. Güzel ahlaklı olabilmek için her konuda peygamberimizi örnek almak, insana büyük bir kolaylık sağlar.
2.1. Dinim Benden Güvenilir insan Olmamı İster
Dinim benden güvenilir bir insan olmamı ister. insanlara örnek olarak gönderilen peygamberimiz, bütün insanların güvendiği bir insandı. Bu sebepten ona "Güvenilir Muhammed'' anlamına gelen "Muhammedü'I-Emin" adı verilmiştir.
Dinimizin adı İslam’dır. İslam’a inanan insana Müslüman denilir. Peygamberimiz Müslüman’ı ''Elinden ve dilinden başkalarının güvende olduğu kimse.'' 1 şeklinde tarif ederek nasıl olmamız gerektiğini belirtmiştir Ben de güvenilen bir insan olduğum zaman, dinimin istediği gibi bir Müslüman olmuş olurum.
2.1.1 Üzerime Düşen Görevleri Yaparım
Doğadaki her şey bir düzene göre yaratılmıştır ve hepsinin bir görevi vardır. insan da aynı düzenin bir parçasıdır ve onun da görev ve sorumlulukları vardır. insanın diğer varlıklardan üstün bir yanı bulunmaktadır. Diğer varlıklar, insan gibi akıllı olmadıkları için, üzerlerine düşen görevleri içgüdüleri ile yapmaktadırlar. insan ise,
görevlerini aklını kullanarak yerine getirmektedir. Güvenilir insan olabilmek için, üzerimize düşen görevlerimizi eksiksiz yerine getirmemiz gerekir. Ben de görevlerimi her zaman eksiksiz yerine getirmeye çalışırım.
2. 1.2 Verdiğim Sözde Dururum
Güvenilir insan olmanın gereklerinden birisi de verilen sözde durmaktır .Ben de
her zaman verdiğim sözde durmaya çalışırım.
Dinimiz, verilen sözde durmaya çok önem vermiştir. Bir antlaşma yaptığımız zaman ona uymamızı, bir söz verdiğimiz zaman gereğini yapmamızı emretmiştir. Dinimizin en önemli amacı, insanların mutlu ve huzurlu olmalarını sağlamaktır.
Yüce Allah Kuranıkerim'de bu konuda: ''Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir. '' 2, ''Ey iman edenler! Yaptığınız sözleşmeleri yerine getirin!'' buyurmaktadır .
2. 1.3 Emanete ihanet Etmem
Emaneti korumak, insan olmanın bir gereğidir. Kendilerine güven duyulan insanlar , emanetleri titizlikle korurlar .Peygamberimiz emanete ihanet eden kişinin olgun bir insan olamayacağını bildirmek üzere;
''Bir Müslüman’a ihanet eden kişi, bizden değildir.''4 buyurmuştur.
Toplumun huzur ve mutluluğu, insanlar arasındaki güven duygusunun varlığına bağlıdır. Emanete ihanet eden, iki yüzlü davranan insanların oluşturduğu toplumda birlik ve beraberlikten söz edilemez.
2.1.4 Kötülüğe Yaklaşmam
Dinin istediği gibi güvenilir bir insan olabilmek için her türlü kötülükten uzak durmalıyım. Çünkü kötülük yapmayı alışkanlık haline getirilen insanlar, güvenilmeyen insanlardır.
Dinimizde iman esasları; insanı, iyilikleri işlemeye, kötülüklerden kaçınmaya ve görevlerini yerine getirmeye teşvik eder. ibadetler ise; insanı ahlaken olgunlaştıran, kötülüklerden uzaklaştıran birer araç gibidir. Çünkü ibadet ederek kötü arzuları yenmeye alışırız. Böylece kötülüklerden uzaklaşırız.
2.1.5 Hiçbir Konuda Doğruluktan Ayrılmam
Doğruluk, kişinin işine, sözüne ve düşüncesine yalan, yanlış, hile karıştırmaması demektir. Bu anlamda doğruluk; insanın içi ile dışının, özü ile sözünün bir olması demektir. Söyledikleriyle yapıp ettikleri arasındaki uyumun adı, kısaca doğruluktur.
Dinimiz her zaman doğru ve doğrudan yana olmamızı istemektedir. Yalan söylemeyi, ölçü ve tartıda hile yapmayı, iftira atmayı, yalan yere şahitlik etmeyi yasaklamaktadır.
Ben de hiçbir konuda doğruluktan ayrılmamaya çalışırım. Yüce Allah'ın istediği gibi, kendisine güvenilen bir insan olmaya gayret ederim.
2. 1.6 Kimsenin Arkasından Konuşmam
insanların arkasından konuşmaya dinimizde gıybet adı verilir. Gıybet insanların hoşlanmayacağı şeyleri arkalarından söylemektir. Bu çok kötü bir huydur.
insanların arkasından konuşmak, iki yüzlü davranmaktır. Arkasından konuştuğu insanın yüzüne bir şekilde davranır, arkasından başka bir şekilde davranır. Bu ise doğruluktan ayrılmak demektir.
Kuranıkerim insanların arkasından konuşmayı kötü görmekte, tiksindirici bulmakta ve bundan sakınmamızı istemektedir. Herkesin güvenini kazanmış olan peygamberimiz de hiç kimsenin arkasından konuşmamıştır. Ben de insanların arkalarından konuşmamaya özen gösteririm. Çünkü arkamdan konuşulmasını istemem.
2.1.7 Kıskançlıktan, Yalan ve İftiradan Kaçınırım
Kıskançlık, insanı içten içe kemiren çok kötü bir huydur. Kıskanç kişi aslında kendisini küçük düşürür, kendisine zarar verir. Çünkü bu gibi insanlarla kimse dostluk ve arkadaşlık kurmak istemez. Bu sebepten yalnız kalırlar. Kıskançlık, insanları saldırgan yapar, kıskandığı kimseye çeşitli zararlar vermesine yol açar.
Kuranıkerim, kıskançlılığı reddeder. Dinimiz, insanlar arasında sevgi ve saygıya dayalı bir kardeşlik ortamı oluşturmayı hedefler. Kıskançlık, insanları birbirine düşürür, kardeşlik bağlarını zedeler. Peygamberimiz:
"Birbirinize hiddetlenmeyin, birbirinize haset edip kıskanmayın. Birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kullan, kardeş olun.'' sözüyle kıskançlığın kötülüğüne açık bir şekilde işaret etmiştir .
Dinimiz, kişiye ve topluma bu kadar zararlı olan bir davranışa izin vermez. Allah, insanları yalandan kaçınmaya ve doğru olmaya çağırmıştır. Bunlarla ilgili olarak Kuran’da çok sayıda ayet vardır. işte bunlardan iki örnek:
''. ..Yalan sözden kaçının!''
''. ..Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!''
Yüce Allah, insanlardan doğru olmalarını, yalandan uzak durmalarını istemektedir. insanın aleyhine bile olsa, doğruluk ve adaletten ayrılmamak gerekir. Kuran bunu şu cümlelerle çok açık bir şekilde dile getirir.
''Ey iman edenler! Kendinizin, ana, babanızın ve yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için doğruyu söyleyen şahitler olun ve haktan yana olup adaleti yerine getirmeye çalışın. Hak ve adalet konularında heveslerinize uymayın...''
''Peygamberimiz de doğruluğa sarılmayı emreder, yalanın kötülüğe, kötülüğün ise cehenneme götüreceğini bildirir. '' Bu demektir ki insan, yalan söylemeyi alışkanlık haline getirirse kötülüklere yakın olur. Bunun sonucunda da cezalandırılır.
iftira, kelime anlamıyla kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma anlamına gelir; bu da bir kimseyi yapmadığı bir kötülükle suçlamak demektir. iftira etmek, çok kötü bir davranıştır. Ne insanlığa ne de Müslümanlığa sığar.
iftira edenler kötülüğe alet olurlar. iftira etmek, aynı zamanda kul hakkı yemektir. Kul hakkı yiyenler, mutlaka cezasını görürler. Yani insanlara haksız yere kötülük edenler daha sonra yaptıklarının karşılığını bulurlar. Ayrıca iftiracı kimselere asla güvenilmez. Kuran iftirayı hoş görmediğini şu şekilde açıklar:
"Mümin erkeklerle mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve bir günah yüklenmişlerdir. ''
2. 1.8 Başkalarını Hor Görmem
Başkalarını hor gören insanları kimse sevmez. Toplumda sevilen, güvenilen insanlar, başkalarını hor görmeyen insanlardır. Başkalarını hor gören kişiler, kendilerinde büyüklük gören insanlardır. Bir insanın kendisini üstün görmesi başkalarını hor görmesini sebep olur. Bu kaçınılması gereken bir kötülüktür.
Yüce Allah, başkalarını hor gören insanları sevmediğini şu şekilde bildirir: "insanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah,
kendini beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez. ''
6 2.2. Dinim, Kendini Geliştiren Bir İnsan Olmamı ister
Dinin özü güzel ahlaktır. Güzel ahlaklı olmak her zaman iyiliğe yönelmek, kötülüklerden kaçınmakla mümkün olur. Güzel ahlak sahibi olan insanlar, güvenilir insanlardır. Çünkü bu insanlardan kimseye bir zarar gelmez.
insanın güvenilir bir kişi olabilmesi için, alanıyla ilgili gelişmeleri izlemesi gerekir. Gelişmeleri izlemeyen insanlar kendilerini geliştiremezler. Kendilerini geliştiremeyen insanlar ise yaşadıkları çağa ayak uyduramazlar. Yaşadıkları çağa ayak uyduramayan insanlar, çağın gerisinde kalırlar, çağdaşları arasında yer bulamazlar. Sonuçta yok olup giderler .Bu sebepten dinim benden, kendini geliştiren bir insan olmamı ister.
2.2.1 Allah, Öfkemizi Yenmemizi ister
Öfke; engelleme, incinme ya da gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık halidir. Çabuk öfkelenen, öfkesini yenemeyen insanlar, aşırılığa kaçarlar, saldırgan olurlar. Saldırgan kişiler etrafındaki insanlara güven vermezler, kalıcı arkadaşlık ve dostluklar kuramazlar.
Allah peygamberimizi örnek almamızı istemiştir. Onu örnek almamız, onun gibi öfkemizi yenmemiz, yumuşak huylu olmamız demektir. Peygamberimiz, öfkesini yenen, yumuşak huylu olan insanı, baş pehlivanlardan daha güçlü bir insan olarak tanıtır: ''Güçlü insan; güreş meydanlarında başkalarını yenen değil, öfkelendiğinde kendine hakim olandır.'' 1 buyurur.
2.2.2 Allah, Hatasından Dönmek isteyenlere Doğru Yolu Gösterir
işlediği bir günah ya da suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar vermeye tövbe etmek denir. Allah, samimi olarak tövbe eden herkesin günahını affeder. Yeter ki insan, pişman olup af dilesin. Bunun gibi yanılıp yanlış yola sapanlara Allah fırsat verir, hatalarını anlayıp af dilemeleri için açık kapı bırakır.
Allah, hatasından dönmek isteyenlere yardım eder, onlara doğruyu gösterir. Fatiha suresinde Allah’ım Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin yoluna eriştir. '' şeklinde dua etmemizi ister .
2.2.3 Zorluklarla Baş Etmesini Bilirim
Dinimin istediği anlamda kendini geliştiren bir insan olabilmek için zorlukların üstesinden gelmem gerekir .
insan hayatta karşılaştığı zorluklarla, sıkıntılarla baş etmesini öğrenmelidir. Karşılaştığı zorlukların üstesinden gelemeyen insanlar, başarılı olamazlar. Başarılı olabilmek için karşılaştığımız olumsuzluklara karşı sabırlı olmamız gerekir.
Zorlukların üstesinden gelebilmek için başka insanlarla yardımlaşmak da gerekir. Bundan dolayı başkalarıyla iş birliği yapamayan, yalnız kalan insanlar zarar görürler.
Zorluğu yenmenin yolu, onun üzerine gitmektir. Bunun için insanın hem kendini yetiştirmesi hem de kendine güvenmesi gerekir. Bir de insan kararlı ve azimli olmalıdır. Zorluktan kaçanlar, başarılı olamazlar.
2.2.4 Davranışlarımda Doğru Bilgiye Dayanırım
insanın bilinçli yaptığı her davranışı bir bilgiye dayanır. Doğru davranışlarda bulunabilmek için her zaman doğru bilgilere sahip olmak gerekir.
Allah, bizim daima doğru bilgiye dayanmamızı ister. Kötü niyetle uydurulan sözlere uymamayı tavsiye eder .Çünkü doğru bilgiye dayanmayanlar , kolayca kötülük işleyebilirler. Bu sebepten güvenilmez, günahkar (fasık) bir insanın getirdiği haberlerin aslını araştırmamızı istenir:
''Ey inananlar! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize yanarsızın.'' 1
2.2.5 Görgü Kurallarına Uyarım
Görgü kuralları insan ilişkilerini düzenler, nerede nasıl davranılması gerektiğini öğretir. Bunlar, toplumun iyi ve güzel kabul ettiği kurallardır. Görgü kurallarının oluşmasında o toplumun dininin, ahlakının, gelenek ve göreneklerinin etkisi büyüktür.
Görgü kuralları, insanlar arası ilişkileri düzenler. Bu sebepten çok çeşitli alanları kapsar. Bunlar; misafirlik, yemek, yolculuk, kılık kıyafet ve konuşma ile ilgili kuralıları kapsayabilirler. Bu konularda toplumunuz tarafından kabul edilmiş olan görgü kurallarını şu şekilde açıklayabiliriz:
2.2.5.a. Misafirlik
Misafirlikte uyulması gereken bazı görgü kuralları vardır. Misafirliğe gitmeden önceye ait görgü kurallarının bir kısmı şu şekilde ifade edilebilir: Gidilecek yere veya kişiye önceden haber vermek, temiz ve düzgün giyinmek, buyur edilmeden içeriye girmemek, kapıyı açana güler yüzle selam vermek.
Misafirlikte uyulması gereken görgü kuralları ise; gösterilen yere oturmak, güler yüzlü olmaya özen göstermek, yapılan ikramları geri çevirmemek ve beğenmezlik etmemek, ayrılırken teşekkür etmek, ev sahibini rahatsız etmemeye özen göstermek gibi kurallardır.
2.2.5.b. Yemek Yerken
Yemek yerken uyulması gereken görgü kurallarına "yemek yeme adabı'' da denilmektedir. Yemeğe otururken eller yıkanmalı, yemeğe "besmele'' ile başlanmalı, ağza büyük Iokma alınmamalıdır. Ağızda yemek varken konuşmamalıdır. Yemekten kalkmadan önce Allah'a dua etmeli, yemekten sonra eller yıkanıp dişler fırçalanmalıdır.
2.2.5.c. Yolculukta
Yolculuğa çıkarken giyeceklerin temiz olmasına dikkat etmeliyiz. Yolculuk uzun sürecekse yedek giysiler almalıyız. Yolculuk sırasında başkalarını rahatsız edecek şekilde konuşup şakalaşmamalıyız. Hasta, yaşlı ve çocuklu kadınlara yer vermeliyiz. Başkalarını rahatsız edici kokular sürünmemeli, soğan, sarımsak gibi kokan şeyler yememeliyiz. Sürücülerin dikkatini dağıtacak davranışlardan kaçınmalıyız.
2.2.5.d. Kılık Kıyafette
Kılık-kıyafette en önemli görgü kuralı, temiz ve ölçülü giyinmektir. Allah, sevgili peygamberimizden, elbiselerinin temizliğine dikkat etmesini istemiştir.
Kılık-kıyafette temizlik yanında, düzgünlük ve sadelik de önemlidir. iyi giyinmek pahalı giyinmek değil, temiz, sade ve uyumlu giyinmektir.
2.2.5.e. Konuşmalarda
Konuşma konusunda da uyulması gereken görgü kuralları vardır. ''Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.'' atasözü, bu kurallardan birini dile getirmektedir. insan, konuşmalarında tatlı dilli, güler yüzlü olmalıdır. Kırıcı, sert ve anlaşılmaz konuşmalardan kaçınmalıdır.
Konuşma kurallarına uymak için başkalarının sözünü kesmemeli, söz istemeden konuşmaya başlamamalıyız. Büyüklerle konuşurken saygılı olmalı, konuşmalarda gıybet ve dedikodu yapmamalıyız. Övgü ve yergide ölçülü olmalı, kedimize söylenmesini istemediğimiz bir sözü başkalarına söylememeliyiz.
Konuşmayla ilgili bir atasözü, çok ölçülü ve dikkatli konuşmayı ister: ''Dil dokuz boğumdur, boğ boğ söyle!'' Yusuf Has Hacib, Kutadku Bilig adlı eserinde şöyle der: ''Başın süsü yüz, dilin süsü söz, yüzün süsü gözdür.''
2.2.6 Savurganlıktan Kaçınırım
Kendimizi geliştiren bir insan olabilmemiz için, harcamalarımızda aşırılıktan kaçınıp ölçülü olmamız gerekir. insanın malını. mülkünü ve parasını ölçüsüzce, yerli yersiz harcamasına savurganlık denir. Savurganlığın bir adı da israftır.
Savurganlık sadece malda, mülkte, parada yapılmaz. Zaman ve sağlık savurganlığı da vardır. Zamanını boşa harcayan kişi de zamanı israf eder. Bunun gibi sağlığına dikkat etmeyen, içki, kumar ve benzeri alışkanlıklarla sağlığını bozan kimse de sağlığını israf eder.
Dinimiz malların korunması için savurganlığı yasaklar. Savurganlığın zararı kişinin kendisi ile sınırlı kalmaz; aileye, çevreye ve topluma kadar uzanır. Savurganlık, ülkeye ve ulusa zarar verebilecek boyutlara ulaşabilir. Örnek olarak bilinçsizce ormanları tüketenler, ulusal serveti boşuna harcamış olurlar. Ulusal serveti gelişi güzel harcayanlar, ulusu gelirsiz bırakırlar.
Kuranıkerim savurganlık yapmamızı şu şekilde yasaklar:
"Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur açıkta kalırsın,,
3. MAUN SURESİNİ EZBERLEYELİM VE ANLAMINI ÖĞRENELİM
Bismillahirrahmanirrahim
''Eraeytelllezi yükezzibü biddin. Fezalikellezi yedü’ulyetim ve La yehuddu ala ta'amilmiskin. Feveylun Iilmusallin ellezine hüm an salatihim sahun. Ellezine hüm yüra'une ve yemneunel maun.''
ANLAMI
"Ey Muhammed Dini yalan sayanı gördün mü? Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmağa yanaşmayan kimse işte odur Vay o namaz kılanların haline ki, onlar kıldıkları namazdan gafildirler, Onlar gösteriş yaparlar Onlar eğreti olarak bas" şeyleri dahi vermezler:
Devamını Oku